nava

nava
@ars72
if not now, when?
örneğin özgürlük ve eşitlik kavramları çerçevesinde kümelenen tüm sözcükler tek bir "suçdüşün" sözcüğüyle, nesnellik ve akılcılık kavramları çerçevesinde kümelenen tüm sözcükler de tek bir "eskidüşün" sözcüğüyle kapsanıyordu.
Reklam
vurucaklar beni umrumda mı ensemden vurucaklar umrumda mı kahrolsun büyük birader hep ensesinden vururlar adamı umrumda mı kahrolsun büyük birader
insanın dişlerini kamaştıran, tüylerini diken diken eden bir gürültüydü bu. nefret başlamıştı.

Reader Follow Recommendations

See All
ama "eskidüşün" gibi bazı yenisöylem sözcüklerinin asıl işlevi, anlamları yansıtmaktan çok, anlamları yok etmekti.
resim öyle yapılmıştı ki gözler her davranışınızı izliyordu sanki. posterin altında, BÜYÜK BİRADER'İN GÖZÜ ÜSTÜNDE yazıyordu.
Reklam
fakat pes etmedim, daha fazla yalnız kalamazdım.
öyle hissediyordum ki, bende onlara korkunç yabancı gelen bir şeyler vardı, bu yüzden hiçbir şekilde aralarına karışamıyor, beni saran bu yoğun kitleden kopuk bir şekilde suyun üzerindeki bir yağ damlası gibi tek başıma yüzüyordum.
bu insanlardan ne istediğim kendim için bile net değildi, sadece yalnız kalmaya ve kendi ateşimde kavrulmaya daha fazla dayanamayacaktım. fakat bütün bakışlar beni yalayıp geçiyordu, kimse varlığımı hissetmek istemiyordu.
kızışmış kanım parmak uçlarımda atıyor, şakaklarımda zonkluyor, boğazımı sıkıyor, alnımı zorluyordu - yıllar süren duygusal uyuşukluktan sonra bir anda beni kül eden bir ateşe yakalanmıştım. şimdi kendimi açmam, kendi içimden fırlayıp çıkmam, bir sözcükle, bir bakışla kendimi anlatmam, dışıma taşmam, kendimi elden çıkarmam, teslim etmem, basitleştirmem, çözmem gerektiğini hissediyordum - suskunluğun, beni bu sıcak, akışkan, canlı unsurdan ayıran sert kabuğundan kurtarmalıydım kendimi bir şekilde.
size ait değilim artık, içinizden biri değilim, ama yükseklerde ama diplerde dışınızda bir yerlerdeyim, fakat asla ve asla sizin burjuva refahınızın düz kumsallarında değilim artık. ilk kez iyiliğin ve kötülüğün insanın içinde yaratabileceği haz adına ne varsa hepsini hissettim, fakat benim nerelere vardığımı asla bilemeyeceksiniz, beni asla tanıyamayacaksınız: ey siz insanlar, siz benim sırrımı nereden bileceksiniz!
Reklam
ama daha siz beni dışlayamadan ben sizi dışladım, bugün öğleden sonra, benim de bir parçası olduğum o soğuk, kemikleşmiş dünyanızın dışına fırlattım kendimi, pistonların üstünde duygusuzca kayan ve kendi etrafında kibirle dönen o büyük mekanizmada sessizce çalışan bir çarktım ben de. hiç bilmediğim bir uçurumun içine düştüm, yine de o bir saatin içinde sizin aranızda geçirdiğim kaskatı yıllardan çok daha canlı hissettim kendimi.
eğer nasıl biri olduğumu bilseydiniz, şu anda beni selamlarken yüzünüzde gördüğüm o tatlı, dostane gülümseme kim bilir nasıl donup kalırdı dudaklarınızın kıyısında!
gülerek, sohbet ederek dalgalanan bir insan kalabalığının ortasında ben kendi kendimi arıyordum, içimdeki o yitik insanı arıyordum.
ah, canlılığım her zaman vardı elbette, sadece yaşamaya cesaret edememiştim, kendimi boğazlamış ve kendimden gizlemiştim; fakat şimdi bütün o baskı altındaki güç patlamıştı, yaşam denen o zenginlik, o tarifsiz kudret bana galip gelmişti.
sahip olmanın beni bu kadar heyecanlandıracağı herhangi bir zenginlik, beni bu denli çekebilecek herhangi bir kadın düşünemiyordum, beni duygularımın donukluğundan kurtarıp böyle bir ateşe atacak hiçbir şey aklıma gelmiyordu.
214 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.