Kitap Rusya da köleliğin kaldirilmasi ile kendine iş kuran İlya Artamonov ile başlıyor. Kölelik hayatından kurtulan Ilya Artamonov , oğulları Pyotr, Aleksey ve Nikita ile yepyeni bir iş kuruyor. Kurduğu fabrikayı büyüten oğulları sonra torunları ile üç kuşağın hikayesi anlatılıyor. Üç kuşağın ve onların gözünden üç farklı aile yapısını , iş hayatıni ve toplumsal degisimi yazarin gözünde okuyoruz.
Cok belirgin ve heyecan dolu olaylar çevresinde dönmüyor kitap. Bu yönü ile biraz sıkıcı sayılabilir. Yazar aile bireyleri üzerinde kendisininde yasadigi gördüğü bir dönemi , çarlık dönemini sona erdiren devrimin gelişini anlatmak istemiş.
Yazar Artamonov ailesi üyeleri üzerinden dönemin Rus halkının değişimini, kuşaklar arası çatışmayı, halkın değişime ve yeni düzene alışmasını anlatmis. Beylik ve kölelik sisteminden sanayilesme ve kapitalizme geçiş sürecinde halkın fikirsel olarak değişime , eski ile yeni fikirlerin ve çıkarların çatışmasına dikkat çekmiş. Geçen zamanla beraber sınıfsal farkliliklarin tekrar oluştuğunu ve bu işçi ile patron sınıflarının çatışmasından doğan gerilimin devrim sürecine doğru yol alışını Artamonovlar üzerindeki paralel etkisiyle okuyoruz. Kapitalizmin yükselişi ve çöküşü üç kuşağın hayatında yaşananlar üzerinde görüyoruz.
Yazarin betimlemeleri cok detayli ve anlatımı çok iyiydi. Karakterlerin dış görünüşlerinden hislerine kadar detaylı tasvirleri ne kadir iyi bir gözlemci olduğunun göstergesi.
ArtamonovlarMaksim Gorki · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017816 okunma
"Açgözlülük,huzurun en gaddar düşmanıdır."
"Görüyorsun, böyle yaşamak olanaksız.
Her şey çok pahalı..." (bu cümle tamda günümüzü anlatıyor sanki)
“Hamama gidiyoruz, bedenimizi yıkıyoruz, değil mi?
Ya ruhumuz?
Ruh da yıkanmak istiyor. “
İnsanların başına bir çoban gerek.
Yufka yürekli olmayacaksın bu dünyada. Bak, serflik zamanı kimsenin derdi yoktu. Köleliğe katlanıyorlardı. Özgürlüğü kaldıramıyorlar…
İnsanların başına bir çoban gerek. Yufka yürekli olmayacaksın bu dünyada. Bak, serflik zamanı kimsenin derdi yoktu. Köleliğe katlanıyorlardı. Özgürlüğü kaldıramıyorlar…
-Kişi, dilediği gibi yaşama özgürlüğüne sahiptir.
+Sen kişi falan değilsin ulan! Sen benim oğlumsun! Yüzündeki bu terlememiş tüyler bile benim ulan! Ne kişisi sayıklıyorsun sen!
Sayfa 188 - Acı ancak günümüzle çok uyuşan bir gerçektir bu...