sen hiç kimsenin olamayacağı kadar çok şeyimsin benim... yüreğimde sana ayrılan yer herkesinkinden büyük. yalnızca bir arkadaş, bir kan kardeş, bir sırdaş, bir çok yakın dost değil, bir büyük sevgisin sen... yanında sonsuz
babam, hatta hiç görmediğim dedem, belki hiç doğmayacak oğlum... sonra daimi hayranım ve tabi dokunulmamış sevgilim... sen benim masumiyetimsin tuna... benim en yakınımsın! aslında belki öbür yarımsın? bütün bunlar ne demek anlıyor musun? hı?
Yazarın ilk okuduğum ve en ünlü kitabıydı. Aslında aşk üçgenlerini hiç sevmem ama bu roman Kuzguncuk’ta bir yaz akşamında Ada, Tuna ve Doğan Gökay ile birlikte oturuyormuşuz gibi hissettirdi ve “küt” sesinden sonra her sayfasında içimde buruk bir sızı bıraktı. 2 puanı sadece iç savaş bölümleri yüzünden kırıyorum
Kısa bir kitap olduğu için hızlıca aktı gitti ve bende inanılmaz derecede bir Müge Anlı programı izliyormuşum hissi bıraktı o yüzden de okurken inanılmaz keyif aldım. İşleneceğini herkesin bildiği bir cinayet ve toplumun bu cinayet karşısındaki tutumu iyi aktarılmış.
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177.9k okunma