"Kimi, gösterişli atların çektiği şık bir araba için yanıp tutuşur ve yanından hızla geçen arabaların ardından özlemle dilini şaklatırken, kiminin şahane atlar koşulu göz alıcı bir arabası oluyor, ama o neye sahip olduğunun bile farkında olmadan biniyor arabasına. Kiminde şahane bir aşçı, ama iki minik lokmadan başka bir şeyin giremeyeceği yüzük kadar bir ağız olurken, kiminin hangar gibi ağzı oluyor, ama onda da yiyecek kuru ekmekten başka ara ki bir şey bulasın!"
Almanya'nın Hamburg şehrinden bir tüccar, ticaret amacı ile gittiği Orta Asya'da 19. yüzyılın ortalarında Tatar Bifteği'ni görür ve Almanya'ya getirerek Hamburg Bifteği olarak sunar. Daha sonraları bir aşçı bu eti kızartarak servise sunar ve ona 'Hamburg'a ait' anlamında hamburger adını verir.
Olabildiğince dikkatli baksam da
Asla bir aşçı görmedim
Yediğimiz yemeğin malzemelerini
Karıştıran bir kişi gördüm
Ateş yakan ve et pişerken ocağa bakan
Tüm bunları gördüm ama aşçı asla
Sen baktığında söyle
Gördüğün aşçı mı?
Yemek pişirmek dediğimiz şeyleri
Yapan birisi mi yoksa?
Kimimizin tembe dediği
Kimimize göre yorgun yada gamsızdır
Kimimizin aptal dediği
Kimimize göre bilgisiyle farklıdır.
Sonuçta bana göre tek çare
Karıştırmamak gördüğümüzü
Kişisel görüşlerimizle
Şimdi siz söylemeden
Ben söyleyeyim önce
Elbette bu benim
Kişisel görüşüm sadece...
Unutmayalım ki, bu milleti en iyi şekilde sahiplenen, gerektiğinde aşçı, hemşire ve gerektiğinde cephede hem ana hem asker olabilen bu muhterem kadınları hayırla, minnetle anmak, haklarını teslim etmek bize vatan ve namus borcudur.
“Din adamlarını suçlayanlarla, onları yargılayanlarla karşılaştığım zaman kendilerine şu soruyu soruyorum: Peki, aranızda kaç tane dürüst ve vicdanlı tüccar var? İçinizde dürüst aşçı, vicdanı temiz duvarcı, mimar, demirci var mı? Hangi meslek temsilcilerinden memnunsunuz? Eğer aranızdan dürüst bir domuz çobanı çıkaramıyorsanı ahlaklı bir kilise çobanı diye neden şikayet ediyorsunuz?