“İyi aşçıları seyretmek bir zevktir. Gerçekten iyilerse, modern dans veya bale yaparcasına uyum içinde ve hızlı çalışırlar. Düzenli, hazırlıklı ve temiz çalışan; deneyim sahibi; etkileyici ‘haraketlere’ sahip olan -yani boşa hareket etmeyen, tekniği iyi olan ve en önemlisi hızlı- bir aşçı, görevlerini Nijinski kadar zarafetle yerine getirebilir. Bu iş sağlam karakter ve ayrıca dayanıklılık gerektirir. İyi bir aşçı asla işe geç gelmez, asla hasta olduğu gerekçesiyle gelmezlik etmez ve acı çekse de, yaralı olsa da çalışır.”
Reklam
Tren kompartımanının bir köşesine büzülmüş, ezik, başının üzerinde ağır bavulu, Karenin'i bacaklarına bastırmış otururken, aklına annesiyle yaşadığı sıralarda çalıştığı otelin lokantasındaki aşçı geliyordu durmadan. Aşçı kıçına vurmak için eline geçen hiçbir fırsatı kaçırmaz, herkesin önünde ona ne zaman pes edip de kendisiyle yatağa gireceğini sormaktan bıkıp yorulmazdı. Aklına gelen kişinin o aşçı olması garipti. Her zaman, nefret ettiği her şeyin en belli başlı örneği olmuştu. Şimdiyse Tereza'nın düşünebildiği tek şey, onun karşısına geçip, "Benimle yatmak istediğini söylerdin hep. Evet, karşındayım işte," demekti. Kendisini Tomas'a dönmekten alıkoyacak bir şey yapmayı özlüyordu. Yaşamının geride kalan yedi yılını acımasızca yıkmayı, yoketmeyi özlüyordu.
"İnsanlardan kaçarak, çevremi dar tutarak ne iyi etmişim zamanında. İnsanoğluyla dost olunur mu ulan!"
Sayfa 24
"İşe bak, onca insanın sığdığı yere iki hayvanı sığdıramadılar! Şu hayvanlar bile bunlardan daha medeni!"
Sayfa 23
Reklam
Niyet yoksa ne konuşulur ne de duyulur
"Lee' nin nasıl bir cevher olduğunun farkındamısın? Yemek pişire bilen bir filozof mu, düşüne bilen bir aşcı mı yoksa? Bana çok şey öğretti. Sende ondan bir şeyler öğrenmiş olmalısın. " "Korkarım ben yeterince dinlemedim," dedi Adam (Adem) "belki de o konuşmadı. "
Sayfa 330Kitabı okudu
"Sergüzeştçiler," diye cevapladı aşçı, "genellikle birbirlerine az güvenirler ve de haklı sayılırlar, iyice belle bunu. Ama bende şeytan tüyü vardır. Bir ahbap bana ihanet etmeye kalkışırsa, koca John'un gözündeki yerinin eskisi gibi olmayacağını bilir, tabii beni tanıyınca. Bazıları Pew'dan korkardı, bazıları Flint'ten korkardı; ama Flint'in kendisi benden korkardı. Korktuğu gibi gurur da duyardı. Onlar, yani Flint'in adamları açık denizlere çıkmış en hoyrat mürettebattı; şeytan bile onlarla birlikte denize açılmaktan ürkerdi. Yani, inan bana, övüngen bir adam değilimdir ve ne kadar kolay arkadaşlık kurduğumu kendin gördün; ama ben levazımcıyken, Flint'in yaşlı korsanları hiç de kuzu değildi. Ah, koca John'un gemisinde kendine güvenebilirsin."
Sayfa 85 - Uzun John SilverKitabı okudu
Biraz girişken olsam, belki biraz da fazla ince düşünmekten vazgeçsem çok şey farklı olabilirdi hayatımda.
Son zamanlarda da en belirgin düşüncem, tamamen kendi içe dönüklüğüm ve dışa kendimi kapatmış bulunduğum oldu.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.