Yeni yıla nasıl girersek tüm yıl öyle geçermiş ya güya.. Ben de açtım kitabımı, 2018'i bekliyorum. Hem ne diyordu Gorki'ye okumayı sevdiren aşçı abimiz: "Kitap oku. Bundan iyi şey yok!" Hakikaten de öyle be.. Kitaplarla geçen koca bir ömür.. Var mı bundan iyisi?
“Herkes belirli kalıplar içerisinde doğar ve büyür. Büyürken de o kalıbın şeklini alır. İşte normal, o kalıptır. Hepimizin kalıpları var ancak o kalıpları başkası değilde sen belirlersen o zaman özgür olabilirsin. Özgürlük de beraberinde mutlaka mutluluğu getirecektir…”
Sayfa 46 - İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çok acıkmıştım, bu yüzden mutfağa gittim, bir parça ekmekle, biraz peynir aldım. Param olmadığı için kantinden alamamıştım. Bunu aşçı Kamil Efendi gördü, tuttu kolumdan müdür yardımcısına götürdü. O da olmadık hakaretlerde bulundu; bir parça ekmek, bir dilim peynir için...
Büyük bir ilgiyle televizyonda, aşçı oldukları anlaşılan kimi sosyopatların genç meslektaşlarını aşağıladığı bir programı izlemekteydi.
Yamak, aşçı olmak ister. Aşçı aşçıbaşı olmak, şakirt de katip olmak, katip ise paşa olmak ister. Paşaların isteği de vezir olmaktır. Kısacası herkesin istediği, bir şey olmak, olabilmek!
Bir aşçı ırk
"Pişirmek gıdalarda bulunan parazit ve mikropları yok ettiği gibi insanların eskiden beri çok sevdikleri meyve, kabuklu yemiş, böcek ve leşler pişirilirdiklerinde daha rahat çiğnenip sindirilebiliyordu."
Sayfa 27
Reklam
Peki ya sen hangisisin?
Her şeyden sürekli şikayet eden her gün hayatının ne kadar berbat olduğundan yakınan bir kız vardı. Hayat ona göre çok kötüydü ve sürekli sıkıntı çekmekten artık yorulmuştu. Bir problemi çözer çözmez başka bir problem çıkıyordu karşısına. Genç kızın bu yakınmalarını doğru bulmayan, mesleği aşçı olan babası ona bir hayat dersi vermek istedi. Bir
Nasıl da tuhaf, nasıl da anlaşılmaz oyunlar oynuyor alınyazımız bize! Acaba arzuladığımız bir şeye hiç kavuştuğumuz olmuş mudur... kavuşmak için var gücümüzü harcadığımız bir şeyi elde etmişliğimiz? Galiba bunun tam tersi oluyor hayatta. Kimi, gösterişli atların çektiği şık bir araba için yanıp tutuşur ve yanından hızla geçen arabaların ardından özlemle dilini şaklatırken, kiminin şahane atlar koşulu göz alıcı bir arabası oluyor, ama o neye sahip olduğunun bile farkında olmadan biniyor arabasına. Kiminde şahane bir aşçı, ama iki minik lokmadan başka bir şeyin giremeyeceği yüzük kadar bir ağız olurken, kiminin hangar gibi ağzı oluyor, ama onda da yiyecek kuru ekmekten başka ara ki bir şey bulasın!
Tanıştığınız insanları betimlerken de böylesiniz:
Bütün romanlarda kahramanların duyguları, yanından geçtikleri göller, çalılıklar en küçük ayrıntısına kadar anlatılır; ancak roman kahramanının bir kıza beslediği yüce aşk betimlenirken, bu ilginç kahramanın daha önce başından geçenler yazılmaz, onun genelev ziyaretlerinden, hizmetçi kızlardan, aşçı kadınlardan, başka adamların kızlarından hiç söz edilmez.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.