Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beni Asfer
"Sevmeyüz dinârı biz rûy-ı benî asfer gibi Sen bizi ey dil tasavvur etme gayrılar gibi." Taşlıcalı Yahyâ
Sayfa 67 - Kapı Yayınları
Tecribe ittim nice kez ben hele Hiç umamam sarıdan eylik gele Böylecedir kavl-i kibâr-ı fuhûl Mazhar-ı "lâhayre fi'l-asfer"dir ol* Gözleri gök sakalı da zerddir Andan ümîd olunacak derddir
Sayfa 233 - Yümnî'nin Hâre-nâme adlı mesnevisinden
Reklam
Hz. Muhammed Tebük seferi hazırlığı aşamasında Müslümanlara seslenerek, “Biz bugün Rum'la savaşır, Beni Asfer kızlarına kavuşuruz” diyor. İmam Suyuti devamla, "Hz. Muhammed onların kızlarının güzelliğini arkadaşlarına anlatmakla onları savaşa teşvik etmek isterdi" diyor. Bunları anlatınca Müslümanlardan biri (bunu söylediği için inen ayetlere göre münafıklardan sayılıyor), ey Müslümanlar, Muhammed sizi kız-kadınla helak edecek, diyor. Suyuti buna benzer birçok hadis sunuyor.
Ali Suavi, yazılarında padişah, vezirler ve paşalar için hürmet sıfatları kullanmaz: "Hani padişaha, "mâlik-i rikâbü'l-ümem"(Milletlerin boyun eğdiği melik, hükümdar), vezir'e, "vekil-i mutlak, düstur-1 mükerrem"(Sadrazama ve vezirlere tazim makamında verilen unvan) denilir. Hani rical ve kibara, keramet buyurdunuz, azat kabul etmez köleniz, can ve başımız yolunuza kurbandır," diyen gazeteler, hani Ben-i Asfer(Sarı ırk) çıkacak İstanbul'u alacak, ahiri Şam, evveli Şam diye yazanlar? Bunlar gittikçe azaldı. Azları da Muhbir, Hürriyet ve Ulûm gaze- teleri kırdı ve kırmakta." Bu bakımdan tam bir demokrattır. Birinci Abdülhamid'e resmî yazılarda "bende" veya "kul" kelimelerinin kullanılmasını yasak ettiği için rahmet okur. "Ben anlamam ki çarşıda Apostol'un yapıp sattığı şamdan saraya alınırsa neden şemadan-ı hümayun olur? Ya Kubbealtı teşrifatı? Saçak öpme âdeti? Hani o günkü paşalar, kibarlar, cicilerini takınırlar, Kubbealtı'nda kurbanlık koyun yahut süt dökmüş kedi gibi uslu uslu dururlar." "Ya birtakım kirli, kokmuş, ayakları yalayan, o ayakların pis topraklarına yüzünü gözünü bulayanlara ne dersiniz? Nasıl yüzlerinizi tırmalamaz, dillerini burmazsınız? Öyle ya Türkçesi söylenince kabul etmem, diye inkâr ederler. Fakat Arabi veya Farisi kelimelerle "kadem-i mübareklerini bûs etmeye, hâk-i pay-i âlile- rine rûmal olmaya(mübarek ayaklarını öpmeye, ayaklarının toprağını yüzüme sürmeye) geldim", diye iğrenmeden her dem söylerler."
Hâtim-i Esam
Ve der idi ki: * Dört ölümü tatmadıkça Hakk'a lâyık olmıya: Evvel mevt-i ebyâz ki açlıkdır. İkinci mevt-i esved ki ezâ ve cefâya tahammül. Üçüncü mevt-i ahmer ki nefse muhalefetle nefsi öldürmek. Dördüncü mevt-i asfer ki avam elbisesi ve eski giymektir.
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.