Nurlu Medine'den Hatıralar - Derviş Ahmed Peşkârî
Geçenlerde yolumuz yine Aziz Mahmud Hüdayi'ye düştü. Bir arkadaşlar beraber Türbe'nin üst kapısının hemen yanındaki Erkam Yayınlarına uğradık. Kitapçıları ve kitapları ziyaret etmeyi her kitap tutkunu gibi ben de severim. Pek de büyük olmayan kitapçıyı adımlarken bu kitapla karşılaştım. Umreye gidenler bilirler Umre'ye gidilir,
Mutlaka okuyun!
Ne söylesem az kalır. İlk defa bi kitabı bu denli sevdim. Fatih Duman'ın daha önce bir kitabını okumuştum oda güzeldi ama bu başkaydı. İnsana nefsini gerçekten sorgulatan, kendini sorgulatan bir kitapdı. Hem hiç elimden bırakmadan okumak istedim, hem de bitmesin istedim.
Okumayı düşünenler ertelemeden okusunlar. Bence düşünceleriniz değişecek, kendinizi nefesinizi gerçekten sorgulayıp Allah'a aşık olabilmek için dualar edeceksiniz. Rabbim Allah'a gerçekten aşık olarak yaşamayı, en azından bunun için çabalamayı nasip etsin.
Biz en ufak dünyalığı elimizin tersiyle itemezken Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri Bursa kadılığından vazgeçip ciğer satmaya, abdesthaneyi yıkamaya razı oldu. Nefsini öldürebilmek için. Ah biz bir kere hayır diyebiledikmi ki nefsimize...
Anlatacak çok şey var ama okumadan da anlatılsa bile tadılamaz bu duygular.
Okuyun.!!!
"Dünya senden vazgeçmeden sen dünyadan vazgeç!"
Şuan elimdeki bu kitabın birçok satırı hatta bazı sayfaların tamamen altı çizili çünkü okurken çizmeli insan bazen açıp o çizili yerleri tekrar okumalı... Seneler geçse bile bu kitabı elime aldığım zaman altı çizili yerleri okuyunca yine gözlerim yaşayacak, birçok şeyi düşüneceğim. Kitabı anlamak için okumalıyız okudum bitti demek için değil! O yüzden zamanla yarışmayalım sadece okuyup anlayalım anladıklarımızı hayata geçirelim inşaAllah. Kitabın kaç günde bittiği önemli değil, önemli olan bu kitabın bize ne kattığı!
Bu kitap sayesinde İstanbul Boğazının 4 muhafızı olduğunu öğrendim. Sarıyer'de Telli Baba ya da Âşık Abdullah. Marmara'nın diğer yakasında Yuşa Hazretleri. Üsküdar da Aziz Mahmud Hüdâyi ve bir diğeri de Yahya Efendi. Nasıl ki Fatih Duman sayesinde Aziz Mahmud Hüdâyi Hazretlerinin dergahına gittim şimdi sıra Yahya Efendi Hazretlerinde...
Bu kitabı okuduktan sonra ölüme bakışımız değişecektir muhakkak...
"Anlatmak için söz gerekmiş, doğru. Lakin anlamak için söz lüzumsuz. Ağlamak gerekmiş."
Hepimizin gönlünün diri olanlardan olmasını temenni ediyorum.
"Âşık ciğer kanıyla eylemedin taharet
Vasl-ı canan istemek zî cehl zî hamakat"
Rabb'im bizleri karşısına gönlü pak olarak çıkabilmeyi nasip etsin İnşaAllah.
İnsan unuttuğunu hatırlar. Ben unutmadım ki...
SIR
Eskiler İstanbul boğazının dört manevi muhafızı var diye inanırlarmış. Bu dört muhafızdan biri Sarıyer'de, Rumeli Kavağına varmadan denizin hemen kenarında Telli Baba ya da âşık Abdullah.. Diğeri Marmara'nın diğer yakasında Telli Baba Türbesi'nin hemen karşısında Yuşa Hazretleri. Efsaneye varan bir rivayet, var ya da yok bilinmez.. Üçüncüsü Üsküdar'a manevî bir nefes üfleyen, nefsiyle cengi bir düstur bilen, padişahların dizinin dibinde eğleştiği Aziz Mahmud Hüdâyî ve dördüncüsü de bu kitaba konu olan ölmeyen âşıklardan Yahya Efendi imiş...
Yazarımız "Sır" kitabında bu sefer; Trabzon'da başlayıp hayatı da ün'ü de İstanbul'a kadar uzanan, Kanunî Sultan Süleyman'ın süt kardeşi üveysî tarikatı alimi Yahya Efendi'nin romanı ile bizleri yaşarken ölenler ve ölüyken yaşayanlara yolculuğa çıkarıyor..
Ölenler yok mu oluyorlar sanıyorsun kâri? Ya ölmeyen ölüler varsa?
Her sayfasında geçmiş ile günümüz arasında Yunus Emre'nin "Âşıklar ölmez.." dediği gibi, ölse bile gönüllere yoldaş olmak vazifesi bitmeyen gönül dostu Yahya Efendi'nin hikayesini yalın akıcı bir uslupla anlatan değerli yazarımız Fatih Duman kaleminiz daim olsun..
Tasavvuf ,tanımı, kökeni,gayesi,özellikleri ayrıntılı bir şekilde İslami açıklamalarla ayetler ,hadisler ışığında ,Tasavvuf ehli zatlar,Aziz Mahmud Hüdayi, Ismail Hakkı, Muhiddin Arabi,Hallac Mansur,Ahmed Yesevi ...gibi zatlarin görüşlerine de yer verilerek kaleme alınmış ..
Tasavvufa ilgili kelimeler tek tek izah edilmiş.
Tarikatlar,aşamaları, usûl ve adabı ,temsilcilerine de kısa kisa açıklamalarda
bulunularak tasavvuf bağlantısı anlatılmış.
Ulvî ve suflî insanlara,zahiri hükümlerine emir ve nehiylere...
Kâl'den ziyade hâl e ait bir ilim olduğuna..
Gayenin ma'rifetullah olduğuna..
Nefsi dine ram, nefsi din için vicdan kılmanın hal ile mümkün olduğuna..
Zikir,şükür, fakr, vahdet-i vücut, ayin ve sema...
Aşık Paşa, Ümmi Sinan,Necip Fazıl gibi sairlerden tasavvufi siir örnekleri ...
İbadet ihtiyacı..
Aydınlatıcı, bilgilendirici,bilmedilerimize, merak ettiklerimize yönlendirici kıymetli bir eser..
Tasavvufta aslolan, kalbin çeşitli hastaliklardan temizlenmesini, şifa bulmasını temin etmek,onu güzel sıfatlarla suslemektir...
Peygamber Efendimiz:
"Allah sizin maddi varliginiza ve suretlerinize degil, kalplerinize bakar."buyurmuştur.
Selamun aleyküm dostlar;
Her şehrin bir sahibi vardır ve o sahipleri üzerinde yaşayanlar değil toprağın altında yaşayanlardır.
Sanırım bu güzel ve insanın içine içine işleyen bir çırpıda bitirmeye sanki yemin etmiş buram buram gönül ehli kokan kitabı özetleyen bir iki dize yaz deseler yukarıdaki muazzam cümle olurdu.
Fatih Duman'ın kârileri olarak üç harfli kitap serisi dediğimiz serinin en son çıkan kitabı Lâl' i de ( Bir Şemseddin Sivasî Romanı) en az İlk okuduğum kitabı Ene kadar etkiledi ve derin düşüncelerin, bu kadar da aşık olmak var mı gerçekten şaşkınlığının bende hasıl olmasını sağladı. Kitabın bir bölümünde Ene kitabından okuyup hakiki manada hayran kaldığım Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri ile karşılaşması kalbimin bir kuş gibi küt küt atmasına neden oldu ve heycanimdan şaşkınlığımdan ne diyeceğimi şaşıp kaldım. İki kitabın ve iki büyük insanın benzer yönleri daha bir bağladı beni her iki kitaba. Buraya kadar düşüncelerimi dile getirdim üslup ve içeriğe gelecek olursam; içeriği şöyle ki, Bir gönül ehli olan Şemseddin Sivasî yi iki farklı şekilde yani bir yazarın dilinden bir de yeğeni Recep efendinin daha evvelki hikayesi de derin olan Lâl katibe yazdıkları ile tanıyoruz. Üslup ve dile gelecek olursak yine muazzam akıcılıkta ve kendini okutan Fatih Duman farkıyla da karşımızda kanlı canlı yaşıyormuş havasi veren bir üslubu ve dili var. Eğer okumak isterseniz mutlaka öneririm gönlünüz akıp gidecek çoğu yerde biz aynı cenneti mi istiyoruz diye sorgulayacaksiniz kendinizi buna hazır olun inşallah Allah'a emanet olun inşallah, dili ile değil gönlü ile konuşanlarsan eylesin Rabbim bizleri
