Jean-Luc Godard-A bout de Souffle
Serseri Aşıklar bir kara film'dir, ama aydınlık bir kentte, yaz ortasında geçer. Daha kesin bir şekilde söylersek bu kara film'ler üzerine bir filmdir. Bu türün kurallarını tersine çevirerek bu tür hakkında bir şeyleri açıklamayı umar. Filmin odak noktası kovalayan ile kovalanan arasındaki mücadele değil, durumun görüntüsü üzerinedir.
Jean-Luc Godard-A bout de Souffle
ilk uzun metrajlı filmi Serseri Aşıklar bir öğeler kataloğu sağlar: "Düşünmeye karşı eylem, gri kent, kadınların kararsızlığı, kadınlara yönelik kararsızlık, sevgisizlik, sözcüklerin ikonografisi, popüler kültürün gücü, kapitalizmin grotesk çarpıtmaları, geçicilik (kimsenin bir evi yoktur), kafeler, sonu gelmeyen konuşmalar, biçimsel mizansen, görüntüye karşı sesin sözdizimi, Amerikan kültürü, B-filmi, kara film, ölümle ürpertici romans, anlamanın güçlüğü, ölümün sıradanlığı, dışlanmışın durumu, politik eylem, göstergenin önemi, göstergenin (göstergebilimsel açıdan) 'anlamı,' basıma karşı film, hem benliğin hem de otomobilin otomanisi, auteurizm, konudan sapmalar, sosyolojik inceleme, sözcük oyunları, endişe, Sartre'cı bulantı."
Reklam
Babam'a
Onun hatırasıyla ne doyunca kavga edebildim ne de ferah ferah barışabildim.
Sayfa 33 - iletişimKitabı okudu
Güzel, kaprisli, isteksiz Kanada baharı, Green Gables'a bir kez daha geldi. Nisan ve mayıs ayları boyunca ılık, serin ve soğuk günler, pembe renge çalan gunbatimlari, canlanmanın ve büyümenin mucizeleri birbirini takip etti. Aşıklar Yolu'ndaki akcaagaclar kırmızı tomurcuklarla renklendi, Orman Perisi'nin Köpüğü'nun çevresindeki egreltiotlari yeşillendi. Uzaklardaki kurak topraklarda, Bay Silas Sloane'un evinin arkalarında, pembe ve beyaz renkli alıclar belirdi. Okulun bütün kız ve erkek çocukları, onları altın rengiyle saran güneşin alacakaranlığında elleri kolları çiçek sepetleriyle dolu , evlerine dönüyordu.
Sayfa 191Kitabı okudu
İma etsem iman etmezler fasla başlasın aşıklar
Sayfa 15
Sadi de aşıklar için, "Onların içleri Mescidi Aksa gibi kubbeler ile doludur. Onlar dışarıdaki duvarları mahsus harap halde bırakmışlardır," demiyor mu? O halde harap duvarlarına kanıp saraydan mahrum kalmak niye?
Sayfa 172Kitabı okudu
Reklam
İnsan gönlüne dünyayı koyarsa dünyadan gayrisi girmez. Hem derler ki derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur? Derdin dünya olmadığı vakit hüznün dağılmasa da sığınacağın yeri bilirsin. Misal ki bir bela gelse başına 'Allah'tan geldi dersin, bu derdine çare arayacak olsan 'Allah'a gidersin' yani bilirsin gelen de ondan gelir, giden de O'na gider.
Sayfa 170
643 öğeden 421 ile 430 arasındakiler gösteriliyor.