Yetiş ey keştibânım bir derin deryaya düştüm ben Meded gavvasım ol kim bî-amân dalgaya düştüm ben Ne bir sâhib-vekâr oldum ne bir kimseye yâr oldum Kocaldım ihtiyar oldum ne bir hemtâya düştüm ben Bilen yok hasb-ı hâlimden usandım tatlı canımdan Cüdayım âşiyânımdan şeb-i gayyaya düştüm ben Şikâr almaklığa cânân ilinden azm-ı râh ettim Hemân
youtu.be/uE1jB4LOWYk?si=... Dünyâ çemeninde çadır kuran insanlar türlü türlü şeylerle gönül avuturlar.. Daldan dala konan hercaî gönüller nihâyet konacak dal bulamaz.. Dünyâ güzeline gönül kaptıran kişi belâyı satın almış demektir.. Sümbüller, gelincikler yaratan Yüce Allah, elbet gönüllere de vâkıftır lâkin dünyâ muhâbbetiyle sarhoş olan gönüllere râhmet nazârı ile bakmaz.. Bir gün yolda bir âmâ adam durmuş, ağzını açmış, “Allah, Allah..” demedeydi.. “Allah, Allah..” diyordu da, gönülden yürekten değil, sadece diliyle.. Zamanın büyüğü ve Hâkk âşıklarının serveri Şeyh Nûrî Hazretleri, o âmâ adamdan Allah adını duyunca sabredemedi, kanatlı kuş gibi yanına uçtu ve dedi ki: “A adam!.. Sen onu ne bilirsin?.. Biliyorsan neden hayattasın ya?..” Bu sözden sonra öyle bir kendinden geçti ki, akıl dağı sanki yerinden oynadı.. O coşkunluk, mest hâliyle çölün yolunu tuttu.. Yolda bir kamışlık vardı.. Ve aziz cânı ten kafesinden uçup gitti.. Onu ölmüş, her yanı kanlara gark olmuş buldular.. Hâkk âşığının göğsünden akan kan, her kamışın üstüne Allah ismini yazmıştı.. İşte erlerin iştiyâkı.. O büyük Velî ömrünce mest olarak gezdi.. Çok kere de: “Ey Rabbim, ey Rabbim!.. Ben sana âşıkım demezem!.. Âşık adam cân taşımaz!.." Bütün bunlar yüce ve yüksek hâllerdir.. Herkeste bu hâllerin tecelli etmesi imkânsızdır.. Ancak, âşıklar müstesnâ!..
Reklam
Ben Ayağının Tozu Ben Mevlâna yım
Rahmandır, Rahîm’ dir Ya Allah Aziz ve Cebbar’ dır Ya Allah Gaffar ve Rezzak’ tır Ya Allah Kerim ve Vekil’ dir Ya Allah Zahirdir ve Batın’ dır Ya Allah Hemi Evvel, hemi Ahir’ dir Ya Alla Esselatü vesselamü Aleyke Ya Resullullah Esselatü vesselamü Aleyke Ya Habibullah Şems-i Alemsin, gözlerimizin Nurusun Ya Resulullah Aşıklar Maşuku, maşukların
Latince bir deyiş; "Amantes amentes (Aşıklar delidir)". Bu doğrultuda Publilius Syrus'a ait bir deyiş; "Amare et sapere vix deo conceditur". Yani "Aşık olup aynı zamanda mantıklı olmak sadece tanrılara (bilgelere) özgüdür".
Bu dünyada naçiz bedenin, şu kapı kadar bulunamayacak.. Gömüleceksin, ihtiyaç olursa beş yıl sonra üzerine bir başkası daha gömülecek bedenin çürüdü, dünyada ki kabrinide kaybedeceksin... Ölmeyenler hizmet üretenlerdir, ölmeyenler hayırlı evlat yetiştirenlerdir... Ne demiş hadis-i şeriflerinde "arkasında hayırlı evlat, onunla amel edilen ilim ve sadaka-i cariye bırakan kimsenin amel defteri kapanmaz" Aşık Yunus ta demiş ya "Ölenler hayvan imiş aşıklar ölmez..." İnsan tüm maddeyi maneviyata, tek olan Allah'a giden bir yol bilir.
Zen ustası (Tung-shan) şu soruyu yanıtladığında: "Buda nedir?" şöyle: "Üç kilo keten" ve Nagarjuna Buda'nın özünün "bu sıradan dünya" olduğunu söylediğinde ikisi de aynı şeyi kastediyor. Aynı şekilde bir üstat bir Zen vaazında şöyle demiştir: "Bu asanın ne olduğunu bildiğiniz zaman, her şeyi bilirsiniz, Zen
Reklam
academia.edu/115502782/A%C5%... Ezberlenmiş bir gülümsemeyle yazılan turist rehberleri şehre gelen meraklı gezginleri '’dinlerin buluşma noktası’’ , ‘’Aşıklar Kâbe’si’’klişeleri ile karşılar. Oysa Aşkın ve Aşıklar Kâbe’sinin tarihi o buluşma noktalarındaki şehrin, ilçenin ve insanların Şems’in bedenine kıyıp, sonra onun Mevlâna’sına öğrettiği Aşk sarhoşluğunun raksından yevmiyelerini kazanmak kaderiyle karşılaştığını anlatır.
... Yağmurlu havada sahilde yürümeyi sevmeye başladım. Sakin olmasının yanında mangal kokusunun olmaması da var tabi. Denizin kıymetini bilenler geliyor bu havada. Yağmura rağmen spor yapanlar, balıkçılar, bide aşıklar. Pendik, Maltepe derken tüm İstanbul sahilleri koşmuş olacağım bu gidişle. Kartal'da Atalar'dan Yunus'a koştum bugün daha doğrusu yürüdüm. Daha önce ters istikamette Maltepe'ye doğru yürümüş güzel bir hikaye çıkmıştı ortaya. Bugünde beklentim olmadan başladım yürümeye. Önce Adalar'ın tepelerinde birikiden bulutlar dikkatimi çekti. Başı dumanlı Adalar diyesim geldi bu görüntüye. Daha önceki yazıma konu olan kayıklar denizdeydi bu sefer. ...
Birgün  Mısır'ın mali işler bakanı olan Yusuf As. halka hitapta bulunurken, feryadı tüm aşıkların bağrını yakıp kavurmış Aşıklar yegânesi Nil'in incisi Züleyha, Yusuf'a as. şöyle seslendi; "İbadetlerinden ötürü bir köleyi mısır azizi yapan, kibir ve isyanlarından dolayı da güç ve kudret sahiplerini yerin dibine geçiren Allah cc. her şeyden münezzehtir."
406 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.