Mescid-i Aksa’ya doğru ilerlerken müşterilerine bir şeyler satmak için sesini yükselten Arap satıcının haykırışına Hz. İsa’nın çarmıhıyla yere düştüğü noktayı işaret eden taşa dokunup istavroz çıkaran bir Hıristiyan’ın sessiz hüznü karışıyor. Yaşanan hayatı resmeden Arapların canlı sesleri, resmi hayata hakim Yahudilerin hızlı, gözleri yerde gidişleri içiçe... Tüm İbrahim! dinlerin bir duvarın taşları gibi içiçe geçtiği, kesiştiği Kudüs’ün asıl çelişkisini Mescid-i Aksa’ya girerken polis kontrolünden geçerken anlıyorsunuz.
.... Bir işçi ölümünün “dayanılmaz hafifliği” Zincirlerle çekiyor işçiler Güneşi yatağımın başına Ben nasıl çıkarım bu kirli yüzle Güneşin karşısına? Celal Sılay Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği romanındaki “dayanılmaz hafiflik” ifadesinin, birçok yazıya başlık olmasının artık sinir bozucu hale geldiğini kabul ediyorum. İnsan
Reklam
Platon (Eflatun) Devlet Adlı kitabın da gecen Mağara Benzetmesi
Şimdi, dedim, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ve aydınlanmamış olarak düşün. Bunu şöyle bir benzetmeyle anlatayım: Yeraltında mağaramsı bir yer, içinde insanlar. Önde boydan boya ışığa açılan bir giriş... İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş, bu mağarada yaşıyorlar. Ne kımıldanabiliyor ne de
Kitap Adı: Devlet Yazar: Platon Yayıncı: İş Bankası Kültür Sayfa 231 -237
Asıl düşüncelerini yüreğinde gizli tutup karşısındakinin hoşuna gidecek surette söz söylemeli. İçindekileri çekinmeden, açık açık söyledin mi seni doğru tımarhaneye gönderirler.
Sayfa 12 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Sorulması gereken asıl sorunun, "hangisi doğru" değil, "kim daha güçlü" olduğunu anladığımda..
544 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Çalıntı Sözler
Öncelikle herkesin seveceği bir kitap değil. Aslında benimde pek seveceğim bir kitap değil gibiydi, çünkü böyle kötü çocuk, masum kız tarzı aşk kitaplarından hoşlanmıyorum ama bu kitabı sevdim. Başta klişe lise dramıyla başlasa da sonrasında oldukça güzel bir akışa geçiyor ki klişe kısımlarından da gayet keyif aldım. Baş karakter Lennon gayet sempatik bir karakter. Kitap her ne kadar kötü havalı erkek kurgusuna dayansa da, kız karakterimizin hikayeyi dengede tuttuğunu söyleyebilirim. Çünkü sessiz ve her söylenene evet diyen bir kız değil. İlk yüz sayfada geçmişi, sonrasında asıl konuyu okuyoruz. Lennon kendisi için geçmişte sessiz ve her şeye evet diyen biri dese de bence hiçbir zaman öyle değildi. Sadece kendine güvenmeyen deneyimsiz biriydi ama ona rağmen hiçbir zaman onu itici ve ezik birisi olarak görmedim. Bence her zaman güçlüydü. Erkek karakter olan Phoenix'i ise kitabın yarısına kadar dövmek istedim. Yaklaşık 400. Sayfaya kadar aşağılık ve sığ seks, uyuşturucu, alkol, parti erkeğiydi. Ondan sonra onun geçmişine dair bir şeyler öğrendikçe o karakteri de sevdim. Sonlara doğru her şey çok güzeldi ve çok güzel bitti bence. 350-400 arası ufak bir sıkıldım ama kitap aktı gitti. +18 bir kitap bu yüzden herkese uygun değil ama ben baya sevdim. Bir puanı içindeki üsluptan dolayı kırdım. Çok fazla küfür ve itici sözler var. Onun haricinde hayatımın kitabı değildi ama iyiydi yani. Kafa dağıtmak için okunabilir. Son sayfaları çok çok tatlıydı ama 460 civarında gelişen o olaya gerçekten gözlerim doldu. Her ne kadar her karakteri çok sevsem de favorim Storm'un büyükannesiydi.
Çalıntı Sözler
Çalıntı SözlerAshley Jade · Pukka Yayınları · 2023186 okunma
Reklam
Hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin Uzanır da gönlüme Rüveyda Derinden bir ok saplanır bağrıma Beynimi çağıran bir sese doğru Alaca bir at koşar içimde Zamansız, mekânsız nefese doğru Varlığın cinayettir memleketimde işlenen Akıtır kanını asil pehlivanların Yokluğun sükûnettir kuşatır evrenimi Varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın
Sayfa 13 - TimaşYayınlarıKitabı okudu
Amentü
İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır
Sayfa 177 - TİYO
Sahipsiz hayvanları değil sahipsiz insanları itlaf edin!
Türkiye'de her yıl 600 bin civarında çocuk suça bulaşıyor ve bunların yaklaşık 30 bini cinsel istismar, taciz, tecavüz. tabi bu bir şekilde tespit edilerek kayda geçen vak'aları kapsıyor. Uzmanlar ise gerçek rakamın 100 bin civarında olduğunu söylüyor ve bu verilerin her yıl arttığının altını çiziyor. İşin ilginç yanı ise çocuk istismarında hayvanlardan hoşlanmayan muhafazakar taşra şehirleri öne çıkıyor. Ülkemizin sokak hayvanlarından çok daha büyük ve tehlikeli ahlaki sorunları var ama toplumun müslüman kimliği zedelenmesin diye yıllardır bunun üstü örtülüyor. Gariban sokak köpekleri öldürülmeye çalışırken binlerce çocuk istismara maruz kalıyor. Sokak hayvanı sorunu doğru politikalarla ve kısırlaştırma seferberliği ile birkaç yılda tamamen çözülebilir ama toplumu asıl büyük felakete götürecek çocuk istismarı konusu maalesef bu kadar kolay çözülemez.
Sağlam, güçlü, işlevsel bir ego ruh sağlığının en önemli göstergelerindendir. Sigmund Freud’un insan ruhsallığını kavramsallaştırdığı yapısal modelindeki üç temel bileşen; id, ego ve süperegodur. Freud’a göre benliğe asıl işlevselliğini ve gücünü veren ego, “ben” dediğimiz ruhsal yapının kilit bileşenidir. Egonun görevi, id yani içten gelen dürtü ile, süperego yani dış dünyadan gelen beklenti ve kuralları uzlaştırarak basınçlarını azaltmak, iç ile dış arasında sürdürülebilir bir denge kurmaktır. Egonun işlevsel ve sağlıklı bir yetişkin hayatı sürdürebilmemizi sağlayan hayati işlevleri vardır: Dürtüleri, güdüleri ve duyguları kontrol ve regüle etmek, gerçeklik testi yapmak yani zihnindeki gerçeklikle dış dünyadaki gerçekliğin örtüşüp örtüşmediğini anlayabilmek, muhakeme yapmak yani akılcı düşünüp doğru karar verebilmek, düşünce süreçlerini takip edebilmek ve karşılıklı alışverişe dayalı sürdürülebilir nesne ilişkileri kurabilmek, egonun işlevleri arasındadır.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.