Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şeytan apaçık bir düşman olsa da insanın en büyük düşmanı o değildir. Zira kötülüğe sevk etmeye çalıştığı insan üzerinde herhangi bir yaptırım gücü yoktur. Dışarıdan gelir, vesvese verir, insan onun şerrinden Allah'a sığınınca kaçar gider. Ha bir daha gelmez mi, tekrar tekrar gelir gider. Asla pes etmez. Fakat asıl düşman her daim içimizde ve ölene dek bizimledir. Bu düşman, insanın biyolojik yapısına hükmederek hayatta kalmasını sağlayan hayvani ruhtur ki, 'can' diye de bilinir, ziyadesiyle 'nefs' adıyla anılır. İşte bu nefs, bizim en yaman düşmanımızdır.
Mustafa Kemal’in vurgulamak istediği asıl gerçek göz ardı edilmişti. Savaş bitmişti fakat işgal bitmemişti. Düşman barışmak için değil, yok etmek için geliyordu…
Reklam
Evet, maddi savaş zahirde durakladı; fakat fikir, inanç, din ve kültür sahasındaki mânevi mücadele, sinsi ve gizli çalışmalar bütün şiddetiyle devam ediyor. Buna karşılık aramızdaki gafil okumuşlar oyunun farkında değil; hatta düşman, onları eski devşirmeler gibi kullanıp kendi namına bize saldırtıyor. Onlar münevverlik iddiasında, fakat kendi öz mâzisinden, mefâhirinden, kültüründen kopmuş; milli idealini, ecdat şuurunu yitirmiş; ezeli hasımlarımızın safına geçmiş; eski eyaletlerimizdeki masur müslüman kitlelerin kanlı katillerini dost edinmiş; asıl dostlarına, soydaşlarına, dindaşlarına, kardeşlerine kan kusturuyor. Diğer yandan, geniş halk kitlelerimiz de -dini eğitimdeki uzun fetret devresi ve milli eğitim politikasındaki sosyal gerçeklere aykırı prensip kararları sebebiyle- örf ve âdetini, ahlâk ve âdabını, dinin ana emirlerini ve zarif inceliklerini unutmuş durumda; inanç, ibadet, davranış ve yaşayışında tashihe muhtaç hususlar, bariz tezatlar, âşikâr tutarsızlıklar ve hazin hatalar dolu. Ülkenin kahir ekseriyeti müslüman ama kaç tanesi dört başı mamur, ölçülü, dengeli, ihlaslı, bilgili, şuurlu, mücahid müslüman?
Sayfa 60
Günah nedir? Kimi güneşe tapmamıza günah diyor, kimi secdeye kapanmamaya günah diyor. Kiminde günah düşman ka­nı dökmemek, kiminde ise hayvan etini yemektir. Kimi kurban boğazlamamaya günah der; kimi bir karıncayı incitmede günah bulur. Kiminde kibir günahtır; kiminde kibrin heykeli bir var­lığa tapmamak günah olur. Bunların aslı nedir? Bütün bu tezatlı inanışların içyüzü ara­nırsa tezattan kurtulmak kabil olacaktır. Zira bütün bu günah unsurları hep birer yoldur, vasıtadır, usüldür. Günahın kendisi ise bunların ötesinde, gayesinde pusu kurmuş beklemektedir. O nedir, o asıl günah? Asıl günah, bütün bu kötü vasıtaların gayesi olan günah, hayvan olan bir ten kafesinden fırlayıp insanlığa doğru hamle­ler yapan varlığımızın insanlıktan hayvanlığa dönmek isteyi­şidir.
Asıl kavgam, uzaktaki düşmanla değil, en yakında olan ve uzaktaki düşman ile birlik olan ve fırsat sunan düşmanladır ve bu kimseler olmasa, zaten uzaktaki düşmanın hiçbir zararı olamayacaktır.
Atatürk- Vahdettin görüşmesi
Şimdi bir de Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı ile Osmanlı saltanatının son padişahı arasındaki ayrılış görüşmesinde bulunalım: "- Yıldız Sarayı'nın ufak bir salonunda Vahdettin'le âdeta diz dize denecek kadar yakın oturduk. Sağında, dirseğini dayamış olduğu bir masa ve üstünde bir kitap var. Salonun Boğaziçi'ne doğru açılan penceresinden gördüğümüz manzara şu. Birbirine paralel hatlar üzerine düşman zırhlıları! Bordalarındaki toplar sanki Yıldız Sarayı'na doğrulmuş! Manzarayı görmek için oturduğumuz yerlerden başlarımızı sağa sola çevirmek kâfi idi. Vahdettin hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı: "Paşa Paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin, bunların hepsi artik bu kitaba girmiştir (elini demin bahsettiğim kitabın üstüne bastı ve ilave etti:) tarihe geçmiştir." O zaman bunun bir tarih kitabı olduğunu anladım. Dikkatle ve sükünla dinliyordum: "Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa Paşa, devleti kurtarabilirsin!" Bu son sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle samimi mi konuşuyor?
Sayfa 202 - Pozitif
Reklam
• 4. Bölüm - ATATÜRK'ÜN ÇANAKKALE'DE BAŞARISI YOKTUR YALANI! (!)
- Yıl 1914 Takvimler 3 Kasım'ı gösteriyor, İngiliz Donanması Çanakkale'nin dış istihkâmlarını bombalıyor bu durum Çanakkale Savaşı'nın başlamasına sebebiyet veriyor. 9 Ocak 1916'ya kadar mücadele devam ediyor. Savaşta, Türk ordusunun en seçkin birlikleri ve subayları yer alıyor. Çanakkale Batı empervalizmine karşı sıkı bir
İçinizdeki aydınlığı arttırdıkça çöken karanlık yarılıp yok olacak
"Bir cinneti yaşıyoruz ama bunu yüksek sesle söyleyemiyoruz. Basın teslim alındı. Üniversite teslim alındı. Adalet teslim alındı. Eğitim teslim alındı. Siyaset teslim alındı. Sermaye teslim alındı... Her gün bir evden gencecik bir çocuğun cenazesi kalkıyor. Her gün bir evden bir kişi hapishaneye gidiyor. içeride öldürdüklerimiz yetmedi,
400 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Orhan Kemal, Türk Edebiyatı’nın en önemli temsilcilerindendir. 15 Eylül 1914’te Osmanlı Adana’sında doğmuş, 1970’te Bulgaristan’da vefat etmiştir. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. “Orhan Kemal” takma adını, Halide Edib Adıvar’ın kahramanı olan “Orhan Han” ve Türkiye Cumhuriyet’i kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham alarak
El Kızı
El KızıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20081,669 okunma
Sihir” demiş birisi. “Sihirli bir ayna... Bizi mutsuz etmek istiyor. Bunu gören herkes kaçıyor sabahtan beri. Kimse aynayı görmek istemiyor. Bunu yok etmeli." “Hayır" demiş Çoban. “Asil gerçek bu işte. Görmek istemediğiniz sizin gerçeğiniz. Size büyü yaptılar, bugüne kadar nasıl yaşadıysanız her şeyi terk ettiniz ve bu sefil hale düştünüz. Şimdi bu ayna size sizin gerçeğinizi gösteriyor. Kendinize gelin. Bu gerçeği idrak etmek büyüden çıkmaktır. Krallık düşman tehdidi altımda.. Aslına bakarsanız düşman da büyü altında... Hepimiz gerçeği idrak edersek ve büyü uykusundan kurtulursak bütün dünya kurtulabilir.”
Reklam
İnsanın cenneti.. alışkanlık ve geneneklerden oluşturulan cennet..
.. yenilik, alışkanlıkların, eskiden kalanı korumanın, sebat etmenin can düşmanıdır. Gerçekten de, insanın kendini dış dünyanın müdahalelerine karşı savunabilmesi ve rahat, güvencede yaşayabileceği kendine özgü bir dünya yaratması, yani kendi cennetini kurması, ancak alışkanlıklarına bağlı kalması sayesinde mümkündür. Ziracennet", insanın hiçbir yabancı güç tarafından yönlendirilmediği, egemenlik altına alınmadığı, dünyevî hiçbir etkinin onu kendine yabancılaştırmadığı, kısacası yeryüzünün bütün cürufunu üstünden atmış olduğu, yeryüzüne karşı savaşın sona erdiği, artık kendinden hiçbir şeyin esirgenmediği, asıl vatandır. Cennet, feragat etmenin son bulması, özgürce zevk alma olanağına kavuşulmasıdır. Cennette insan kendinden hiçbir şeyi esirgemez, hiçbir şeyden feragat etmez, çünkü artık burada kendisine yabancı ve düşman olabilecek hiçbir şey yoktur. .
Sayfa 90 - 90insaninKitabı okudu
196 syf.
9/10 puan verdi
·
28 günde okudu
9/10 . Yaşar Kemal'in "Zülfü Livaneli, büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir." dediği, ütopya olarak başlayıp distopya olarak biten hüzünlü bir hikaye. . "Son Ada adını takmıştım. Evet evet son ada,son sığınak,son insanî köşeydi burası. Tek istediğimiz bu dinginliğin bozulmamasıydı." . Sır gibi saklanan 40 ailenin,adanın
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201351,3bin okunma
NEP başlıklı makale
Bu kavram, Sovyet iktidarının 1921 ("savaş komünizmi" denilen dönemin sona ermesi) ile 1928 (ilk beş yıllık planın yürürlüğe girmesi) arasındaki ekonomik ve siyasi stratejisini betimler NEP, 1) hem sosyalist ekonomi içinde kapitalist sektöre (piyasa mekanizmalarına) bir alan açılmasıyla, 2) hem de proletarya ile köylülük arasındaki
Sayfa 684 - Yordam KitapKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.