1982 Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Gabriel Garcia Marguez den okudugum 6.kitap Kolera Günlerinde Aşk.
Başlangıç kitabim Yüzyıllık Yalnızlık olmuş yazarın (büyülü gerçekçilik adı altında) anlatımına hayran kalmıştım.Kolera Günlerinde Aşk ta beğeniyle okuduklarim arasında yerini aldı.Sayfa sayısı fazla olup (442) romanın kahramanlarını özumseyince
“Kim demiş yalnızlık sessizliktir diye
Asıl yalnızlık çok seslidir...
Kalp konuşur, beyin konuşur
Kimi zaman aynı anda konuşurlar
Kimi zaman tek tek
Ama mutlaka konuşurlar
Ve sen sessizliğe hasret kalırsın...”
“Ölüm değil,yalnızlık asıl korkunç olan. Ruhunun kurtulacağı umudunun bile olmadığı yalnızlık! Canlı canlı cehrnneme düşmüşsün gibi. Cehennem tam da budur işte;sonsuz karanlıkta,içinde hiçbir umudun olmadığı,kaskatı bir yalnızlık.”
Kendi varlığımın sesi olayım
istedim yazık ki"kadın"dım.
Şiirlerini ve kendisini çok sevdiğim bir yazardan bahsetmek istiyorum sizlere. Onun her şiirinde ayrı bir ezgi, ayrı bir lisan, ayrı bir anlam ve duruş vardır. Furuğ Ferruhzad...
Furuğ, Tahran'da doğup büyüdü. Küçük yaşta şiire olan ilgisi başladı ve onu üne kavuşturacak şiirlerinin temelini atmış oldu. Furuğ, daha on altı yaşındayken kuzeni
Stefan Zweig kitaplarını vurucu, zamansız etkiler için mi yazmış bilemem ancak okuduğum hemen her kitabının bugüne ve bize yazılmış hissi ile içine giriyorum. Tabi bu etki için yazara yönelttiğimiz övgülerden çevirmen Gülperi Sert'in de payını alması gerekir. Aslından çevirirken aynı ve belki de daha derin hissiyatı bizlere sunması okurun