"Aşk artık sessizliğe katlanamıyor. Âşık sanıyor ki ne kadar ses olursa o kadar iyi anlaşacak, çıkardığı sese karşılık bir ses istiyor, iniltisine bir iniltiyle cevap verilsin istiyor. Oysa fazladan sarf edilen her kelime, oluş çabasıyla sınanmamış her söz, sevgiliyi sırlar mağarasına daha çok çekilmeye mec­bur ediyor. Fuzuli sözler aramıza sırlardan bir duvar örüyor. Oysa âşığın feryadı susuşunda gizlidir. ‘Ancak söylenemeyen aşk aşktır’ diye yazmıştı Blake. O asırlar öncesinden seslenen Mevlâna’yı yankılar gibiydi: ‘Dil, kelimeler pek çok şeyi açık­lar ama aşk, üzerine kelimeler düşmediğinde daha berraktır."
274 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Ziyanasil
Ziyan olmuş bir hayatın öyküsü... Kitap bittiğinde diğer tüm Günday kitapları gibi tabiri caizse "What the Fuck (WTF)" dedirtmeden bitmiyor asla. Bir arkadaşım bu kitabı okuduğum esnada aslında düşündüklerimizin geçmişten kalan atalarımızın asırlar öncesinden genetik yapımıza ufacık dahi etkisi olanların düşüncesi olduğundan bahsetmişti. Ziya'nın düşünceleri de kardeşinin soyundan bir erkek çocuğuna nail olmuştu, 18 yaşında rüyalarında Atatürk'ü öldürdüğünü gören bir genç düşünün sağlıklı bir psikoloji ile ayakta kalabilir mi ? Zorunlu askerlik görevine devam ederken kanında bulunan genler aktif oluyor ve bir örtbas olayının tasarısını yapmış birisi olarak karşımıza çıkıyor. Taa ki olaylar sonucu psikiyatr ile olan sohbeti esnasında geçmişe gidip suikastı engelleme fikri aklına düşüyor ve zor da olsa bunu başarıyor. Sonra dank ediyor WTF dediğimiz kısım yazarın bu kitaptan 2 yıl önce yazmış olduğu kitaptan Asil Ölmez çıkıp geliyor 1 günlük temsili askerlik görevini yaptığını öğreniyoruz ama o bir günü anlatmak için günler yetmez. Buradan yola çıkarak şu çıkarımda bulunabiliriz ; hayal gücümüzün bir sınırı yoktur ufku görünmeyen bir deniz belki de zirvesine ulaşılamayan bir dağ ama ne olursa olsun bir sulamalıyız ki sağlıklı ve ilgi çekici hayaller kurgular yetişebilsin aklımızda zihnimizde... Varsın yalnız kalayım benim ütopyalarım, düşlerim bana yeter !
Ziyan
ZiyanHakan Günday · Doğan Kitap · 20195.2k okunma
Reklam
O anda kadının belirsiz gülümsemesinin arasından asırlar öncesinden kalma küçük bir kız çocuğunun yaramaz kahkahası kaçtı.
Yusuf Has Hacip, "Kutatgu Bilig" adlı eserinde, asırlar öncesinden bu güne "az adlı ilaçtan ye" diye tavsiye verir.
"AŞK, üzerine kelimeler düşmediğinde daha berraktır!..”
- "Aşk, artık sessizliğe katlanamıyor! Âşık sanıyor ki, ne kadar ses olursa o kadar iyi anlaşacak; çıkardığı sese karşılık bir ses istiyor, iniltisine bir iniltiyle cevap verilsin istiyor. Oysa o cep telefonu her çaldığında sesler daha bir anlamsızlaşıyor. Hiçbir şey iletmeyen, bir çağrı, bir duygu taşımayan her konuşma, insanı kendi zindanına daha da çok gömüyor. Fazladan sarf edilen her kelime, oluş çabasıyla sınanmamış her söz, sevgiliyi sırlar mağarasına daha çok çekilmeye mecbur ediyor. Fuzulî sözler aramıza sırlardan bir duvar örüyor... Aşkın işlevi eskilerde perdeleri yırtmak iken şimdilerde örtülere bürümek. Sevgiliden saklanmak ve kendinden saklanmak. Oysa âşığın feryadı susuşunda gizlidir! “Ancak söylenemeyen aşk aşktır!” diye yazmıştı Blake. O asırlar öncesinden seslenen Mevlâna’yı yankılar gibiydi: “Dil, kelimeler pek çok şeyi açıklar ama aşk, üzerine kelimeler düşmediğinde daha berraktır!..” (Kemal Sayar. Anlayış dergisi 31. sayısı Aralık-2005)
Asırlar öncesinden..
Yasaklanmış şeylerin böyle serbestçe çok kullanıldığı bir ülkede İslam'ın ve şeriatinin nasıl bir itibarı ve değeri olacak!
Reklam
473 öğeden 401 ile 410 arasındakiler gösteriliyor.