Bırakınız insan sürüleri “aşk”tan gafil yaşasın; ve korkanlar, ümit edenler, kibire kul olanlar aşk’ın lezzetini duymasınlar.
Bize ‘aşk ateşi’nde nefsini feda edenler yeter!
Sayfa 35Kitabı yarım bıraktı
“Aşk” olmasa medeniyetin ne manası kalırdı! İlim aşk’ın eseridir, sanat aşk’ın eseridir.
Sayfa 35Kitabı yarım bıraktı
“Aşk” bütün ruhtur. Bütün bir hayattır. Tabiata, sonsuzluğa susamaktır.
Sayfa 35Kitabı yarım bıraktı
Yazık o alaycılara ki aşkı inkâr ederler; onu bir hastalık ve bir vehim gibi görürler.
Sayfa 35Kitabı yarım bıraktı
Biz vaaz eden, nasihat eden ahlâkı değil, fakat güçlü olan ve dünyanın düzenini değiştirecek ahlâkı arıyoruz.
Sayfa 35Kitabı yarım bıraktı
Biz zaafın ve miskinliğin faziletini değil, ruhun ve kudretin faziletini istiyoruz.
Sayfa 35Kitabı yarım bıraktı
Okyanusun icinde fırtınaya tutulmuş bir gemideyiz. Küreklerimiz kırılmış ve yelkenlerimiz uçmuştur. Kayalara çarpıp yıkılmak ve dalgaların içinde kaybolmak belki de kaderde yazılmıştır.
Artık oturup inci dizemeyiz. Güzel sözler, hayali fikirler için kaybedecek vaktimiz yoktur.
Sayfa 35Kitabı yarım bıraktı
Eskiler yalnız, fiile geçmeyen ve istekte kalan fikir adamları yetiştirdiler ya da çocukça hevesleri arkasından kitleleri uçuruma sürükleyen fikirsiz fiil adamları yetiştirdiler.
Bu iki insan birbirine yabancı ve düşman kaldı: “Fikir boş yere feryat etti ve fiil delice, halkı birbirine kattı.”
Sayfa 34Kitabı yarım bıraktı
20 asrın bitmeyen sorunu:
Yine güçsüz ve tesirsiz fikir adamı, yine fikirsiz ve boş sözle halkı sürükleyen siyaset adamı dünya yüzünde sürüp gidiyor.
Sayfa 34Kitabı yarım bıraktı
Biz kötülüğe gücü olmadığı için iyi olan insan istemiyoruz!
Biz köşesinde oturan ve zayıflığından kimseye zararı dokunmayanı değil; güçlü olanı, sonsuzca isteyeni ve bundan dolayı iyi olanı arıyoruz.
Sayfa 34Kitabı yarım bıraktı