Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
600
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
kadınlar,kuruntular ve muhtemel ilişkilerin hazin sonu….
Delikanlı birdenbire bir şey anlamamıştı: - Şimdi böyle mi oldu? dedi. - Onu size sormalı. .. Nasıl olduğunu elbette siz benden daha iyi bilirsiniz. - Lakin söylediklerinizden bir şey anlayamıyorum. - Tabii anlamazsınız, anlamak istemezsiniz ... Çünkü bu işinize gelmez. - Lakin rica ederim, bana bunu izah ediniz. Emin olu­nuz ki ne demek
Reklam
No panic
-Şuranda birazcık dert kalmış. Orası değil ya biraz sağ, azıcık yukarı, heh işte tam orada. -Geçti mi? -Hayır, dur ya ben alayım. -Olmaz Tolga! -Neden, ne olacak? -Çünkü o zaman dert sana geçmiş olur. -Canım o sendeyken dert. Bana geçince benimkilerin arasında belli olmayacak kadar küçük ve yitik kalacak. -Yine abartmıyor musun? Biraz daha
RODERIGO: Ne yapayım peki? Bu kadar deli divane olmaktan utanç duyuyorum, ama elimde değil bundan kurtulmak. IAGO: Değil demek? Saçma! Şöyle ya da böyle olmak elbette kendi elimizde. Bedenimiz bahçemizdir, irademiz de bah­çıvanı, ister ısırgan dikersin, ister kekik, ister hıyar yetiş­tirir, kabak ekersin, bahçeni ya tek bir bitkiye ayırabilir­sin ya da bir sürü çiçekle doldurabilirsin, yeter ki sen is­te! Bahçenin kısır kalması da elinde, verimli, bakımlı ol­ması da. Bunların hepsini yapmak irademize bakar. Ney­se ki, duygularımız mantığımızla dengelenmiş. Yoksa da­marlarımızdaki şu azgınlık, içimizdeki şu şehvet düşkün­lüğü bize ne oyunlar oynardı. İyi ki mantık denen bir şey var da, kuduran isteklerimizi, bedenimizin iğnelenmeleri­ni, dizginsiz tutkularımızı bastırabiliyoruz. Senin aşk de­diğin şey, işte bu tutkularımızın bir uzantısı, bir sürgünü.
39’luk Esmerim
(Müzik sesleri yine tüm apartmana yayılmış.) -Geldim bekle! -Benim ben! (Kapı açılır.) -Biliyoruz herhalde “benim ben” diyor ya, geç hadi hocam bey. -Bütün gün bu anı bekliyorum. -Hm. Hangi anı? -Evime geldiğim anı yavrum? -Bak sen. Gelişme kaydedilmiş Tolga Bey? Evimler falan filan. -Ee bebeğim öyle davran, evinde hisset kendini, yoksa uyurken
176 syf.
9/10 puan verdi
Yabani Kalbin Yakınlarında
………………………………………………………………………..… Clarice Lispector'un (1925-1977) 17 yaşında yazdığı ilk romanı olan Yabani Kalbin Yakınlarında, 1944 yılında yayımlandı. Radikal olarak yeni tarzı, Brezilya edebiyatından, bölgeselci damarından daha sonra onu zirveye hareket ettiren büyük psikolojik yoğunluğa sahip içgözlemci bir literatüre geçişini işaret
Yabani Kalbin Yakınlarında
Yabani Kalbin YakınlarındaClarice Lispector · Monokl Yayınları · 201973 okunma
Reklam
517 syf.
·
Puan vermedi
Martin Eden Üzerine: Eden bir sürü tene dokunup hiçbir şey hissetmediğini Ruth’un ise elini tutunca bu tenin bir ruhu olduğunu hissettiğini söylüyor. Bir sürü kadın ile tanışıp hiçbirine karşı bir şey hissetmediğini söylüyor. Peki tanıdığı, gördüğü onca kadın değil de neden Ruth? Aklıma şu geliyor: Aşk bizim elimizde kontrolümüzde veya bilincimizle olan bir şey değil. Seçtiğimiz kişi üzerine değil. Aşkın bir sebebi yok, karşımızdakini neden sevdiğimizin, ona karşı neden böyle hissettiğimizin bir açıklaması yok. Neden o güzel geliyor, neden onu görünce, duyunca böyle hissediyoruz. Neden onunla olmak, daha çok vakit geçirmek istiyoruz? Hiçbirinin cümleler ile açıklanabilecek bir yanı yok. Neden o, neden diğerleri değil? Hiçbirimiz bilmiyoruz. Sadece oluyor işte…
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,6bin okunma
Bence Emily Brontë'nin manzum oyunlar yazması gerekirdi; yaratıcı dürtüleri tükendiğinde, George Eliot'ın engin zihni tarih ya da biyografi üzerine akıp, oralarda yoğunlaşmalıydı. Buna rağmen, ikisi de roman yazdılar. Üstelik, diye düşündüm, Aşk ve Gurur'u raftan alarak, biraz daha da ileri gidip iyi romanlar yazdıklarını bile
Aşk böyle bir şey işte. Hayatında ilk kez gördüğün birine ömrünü adarsın, içine düştüğün bu komik durumu yıllar geçse bile anarsın.
İçinizde Kur’an-ı bir kerede çıldırarak, hesapları, ölçüleri anlamadan okuyanınız yok mu? İşte en akıllınız odur. İçinizde hiç mirac muradına eren yoksa varın müslümanı putperest mabedinde arayalım. Her akşam bir kere ölümü tadanınız yoksa, öldükten sonra yaşayacak insan kalmadı demektir. Bizi müesseseler mi böyle harâb etti? Yoksa XX. asrın muazzam hayat tekniği mi? Belki de her şey. Lakin bin düşmanın yıktığını bir aşk yeniden yeniden yapabilir.
Reklam
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
Biz, hayatta kalan diğer kafasızların torunlarıyız
Bence tüm sıkıntı, esasen bir hayvan olduğumuzu bir türlü kabullenemememizden kaynaklanıyor. Bak basitçe anlatayım. Bizi diğer tüm mahlûkattan farklı kılan sevgili beynimiz, içerisinde işte o tüm mahlûkatın bilgisini de taşır. Sürüngen beyin, limbik sistem ve korteksten oluşan bu muazzam yapı, doğru yerlerine basıldığında muhteşem sesler çıkarır. Cinsellik sürüngen beyinle ilgiliyken, duygular limbik sistemde dolanır. Fakat elimizde, bizi akıl ve izana davet eden korteks gibi bilge bir kozumuz vardır. Aşk dediğimiz şey, kabul etmek gerekir ki, insan icadıdır. Biz icat ettik aşkı. Yerleşik düzene geçtikten sonra gelişen toplumsal kültürün biyolojiye etkisi sonucu aşık olmak üzere evrimleştik. Öncesinde genlerin devamı için aşka gerek yokken, zamanla bu bir zorunluluk haline geldi. İnsan bebeğinin diğer hayvanlara nazaran çok daha uzun süre bakıma ihtiyacı olması nedeniyle de, bir anne-baba işbirliği oluşturmak adına, tek eşlilik ve sadakat gibi kavramlara yöneldik. İşte bu yüzden, genlerimizin devamı için çıldıran sürüngen beynimizdeki hayvani düşünceleri, limbik sistemimizdeki duygularla olduk olmadık anlamlara bürüyüp aşık oluyor, o kişi tarafından istenmediğimizdeyse soyumuz kuruyacakmış gibi krizlere giriyoruz. Hayır, kurursa kurusun, bu çağda böyle ilkel yaklaşımlar da nedir? Çelişki tam burada işte. Aklını korteksine toplayıp sistemi reddedenlerin genleri devam etmiyor. Akıllılar ölüp gidiyor yani, hadi geçmiş olsun. Biz, hayatta kalan diğer kafasızların torunlarıyız özetle. O yüzden dedelerimiz ve ninelerimizle aynı tuzaklara düşüyor, hâlâ armut gibi aşık oluyoruz Osman.
560 syf.
6/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Çırpınan Kanatlar Evi
Herkese Merhaba, Herkesin öve öve bitiremediği Karga Krallığının1. Kitabını bittimiş bulunmaktayım... Puanımdan anlaşıldıgı gibi ben öyle çok sevemedim. Ama neden karga ya aşık olduklarını anladım cunku bende oldum, yazar resmen karga karakteri için diğer tüm karakterleri ezmiş... çokta güzel yapmış hahah:D Kitabımıza gelirsek; Bir kahin gelir
Çırpınan Kanatlar Evi
Çırpınan Kanatlar EviOlivia Wildenstein · Olimpos Yayınları · 2023271 okunma
Dışardan hiçbir şey beni daha fazla ben yapamaz. Bana bir şey katamaz. Eksiklik yok. ihtiyaç yok. Tamım. Ben, ben olduğum müddetçe her şey yolunda. işte o zaman Ben'in tamlığını, mükemmelliğini bu tasarımda deneyimlemeye başlarım. Gerçeğimi hatırlamaya başlarım. Gerçekten nefes almaya başlar, gercekte aldığım her nefesle daha çok soluyabildiğim aşkı içte hisseder, yaşarım. Sonra o aşkın kendinden kendine olduğunu, çünkü her sözde parçanın gerçeğinin de aynı olduğunu idrak ederim. Diğerini görürüm ilk defa, değerini keşfederim. Diğerinin de "Ben" olduğunu, aynı ve "Bir" olduğumu keşfederim. Ayrılık yok, idrak ederim. İşte o zaman başlar tasarımın en üst ihtimali, ben o zaman Mina'yı "Aşk" için, "Bir" için, "Ben" için hizmette var ederim. Her bir sözde parça böyle uyandığında... İşte Mesih gelir mi dünyaya? Mesih'in gelmesi dedikleri, bilincin tamamının uyanması demek midir acaba?
Sayfa 362Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.