İnce, hassas ve kırılganlıkla bezeli bir aşk hikâyesi. Feride'nin Kamrân'a olan aşkı ne masum, ne güzel. Ama Kamrân'ın Feride'ye olan aşkı pek de öyle değil bence.
Bu hikâyenin başı ve sonu aşk, ortası ise bir hayatta kalma çilesi. Feride'nin yaşadığı evden kaçtıktan sonra öğretmen olmaya çalışması ve kendi ayaklarının
Sen içime yerleşmiş bir dağ
Sen yüreğimin şark köşesi
Ömrümün bütün neşesi
Sen gözlerimin incisi
Gönlümün birincisi
Sevdamın annesi...
Gönül bağımın orkidesi
Sen İçimde gürül gürül akan ırmak
Göğümün koyu kahvesi
Canımın acı telvesi...
Seninle unuttum ye'si
Sen baharım umudum
Gönül kuşumun kafesi
Yorgunluğumun nefesi
Sen acılarımın iç sesi
Gel bitsin bu neferin çilesi
Görmediğim zülüflerin hatrına
Aşk bu yana aşk o yana
Yürek bekler yana yana
Can pare pare can bulandı kana
Gayrı gel gel de
Sürme bu canı zindana...
Canları yâre ulaştıran bir sel miydi aşk, şekeri güzele sunup ağuyu kalbe bulaştıran bir el miydi ?
Sana varacak yolların çilesi miydi, tutkular ötesi tutkunun zirvesi,hasretle yanışların sesi miydi ?
Artık şüphedeyiz; canları yâre ulaştıran bir sel miydi aşk, şekeri güzele sunup ağuyu kalbe bulaştıran bir el miydi! Sana varacak yolların çilesi miydi; tutkular ötesi tutkunun zirvesi, hasretle yanışların sesi miydi!…
Ruh ağır
Yangın yerinde
Yüreğim ağlar sözün her mısrasında
Yan yüreğim yan
Yanda aşka boyan
Aşkın çilesi bitmiyor hilesi
Aşk başlı başına bir derya
Derya'da boğulmam
Yârın gözlerinde boğululdum
Gözümde yaş
Kalbim de aşk var
Yüreğim ağlar
Sözlerim çile bağlar...