Başımdan hiç aşk macerası geçmemişken,hiç çocuk doğurmamışken,ölen birini bile görmemişken,yaşam hakkında nasıl yazabilirdim?
Nitekim insanların büyük kısmından farklı olarak yalnızlık beni korkutmuyordu. Hatta gecenin karanlığı, yıldızların armağanı ve biz tüm canlıların daimi olarak sarmalandığı gizem hakkında tefekkür edebilmem için yalnızlığı özellikle arıyordum.
Reklam
Aşkın çiçek açısı, soluşuyla karşılaştırılmalıdır. Aşkın solması, onun doğası hakkında bize, ilk evrelerini incelerken öğrendiklerimiz kadar çok şey söyler. Aşka ters düşen şey, aşkın çürümesine neden olur ve kökenine ışık tutar. Sararıp solması, kuruyup büzülmesi, bitişi, tersinden, onun nasıl başladığını, varolduğunu ve tomurcuklandığını gösterir. Neyin aşktan önce ve sonra geldiği onun tomurcuklanmasından daha öğreticidir. Aşkın sonu başlangıcındadır.
"Eğer aşk hakkında konuşulduğunu duymamış olsalardı asla aşık olamazlardı."
Şiddetin aşktan daha çok kavramla anlatılabildiği bir ülkede insanlar öfkenin her türlüsüne uygun aptalca kararlar alabildiği hâlde aşk için bunu yapamıyorlar. Çünkü şiddet hakkında söyleyebildikleri, aşk hakkında söyleyebildiklerinden daha fazla. Çünkü bir kadını anlayabilmekten acizken, akılları her türlü siyasal ve ekonomik teoremlere yeterince eriyor.
+419
"Bilge kişilerin aşk hakkında yazdıkları her şeyi okudum, felsefenin bütün sırlarına sahibim, gene de bir kırmızı gül yüzünden mahvoldu hayatım."
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.