Buna imkan yok. İnsan tutkularını yönlendiremez.
- Duygular başıboş bırakılırsa olmaz tabii. Fakat bizler duyguların uyanmasına engel olabiliriz. Mesela, baba, kız, anne, oğul münasebetlerini ele alalım. Oğlu için annesi, baba için kızı, erkek kardeş için kızkardeşi, ne kadar güzel olursa olsun, bir zevk konusu değildir ama aşk konusudur. Bu gibi durumlarda şehvet olmaz. Şehvet, baba, kız sandığının kızı olmadığını, anne oğlu sandığının oğlu olmadığını, erkek kardeş, kız kardeşi sandığının kızkardeşi olmadığını öğrenecek olursa uyanabilir ama bu da çok zayıf bir ihtimaldir. Çünkü temelde aile sevgisi olacaktır, insanda bütün kadınları annesi ya da kızkardeşi gibi görecek bir sevgi olabileceğine neden inanmak istemiyorsun? Yani, daha önce de söylediğim gibi insan, Hristiyan aşkının kimseye acı vermediğini anladığı zaman, içinde böyle bir duygunun yükselmesine müsaade eder.
_Benzer hadiseleri benzer şartlar veya benzer şartları benzer hadiseler meydana getirmektedir.
_O, senin mutluluğunu senden daha çok ister ve senin çıkarlarını da senden daha iyi bilir. Çünkü o, senin idrakinin ve aklının sınırlarının üstünde bir varlıktır
_Türkler, savaşçı karakterleri ve kahramanlıkları nedeniyle islâmın kurtarıcısı olmuşlardır.
Öyle ya, aşk ve sevgisiz evlenen geçinebilirse aşk olsun! Ya ben Kumru Hanım'ı niye alıyorum? Ancak sevgilim olduğu için. Ne dersin, şunu delice sevdiğime akıllılık etmiş miyim?
ZORU SEVMEK
Birçoğumuz zoru severiz. Zor, egomuzu tatmin eden güzel bir duygudur.
"Ben kimsenin başaramadığını başardım. İnsanların başaramadığını başarmak beni mutlu ediyor!" deriz.
İş hayatımızda da başkalarının başaramadıklarını başarmayı severiz. "Bak, onlar yapamadı, ben yaptım!" demek, kişiyi mutlu eder.
Zoru seçmeye