"Akıl, varlığı bõlerek, parçalara ayırarak anlamaya çalışır. Halbuki marifet, tam aksine, varlığın asli birliğini ve bütünlüğünü kavramaktır. Bu da, kesretten, aklın kategorileri niteliğindeki zıtlıklardan kurtulmakla mümkündür. Mutlak olan'ın kuşatıcılığı kavrandığı anda, bilginin en yüksek derecesi olan "bilgisizlik"e ulaşılır. Cüneyd, "Marifet, Hakk'ın ilminin var olduğu yerde senin bilgisizliğinin mevcut olmasıdır; aslında arif de O'dur, maruf da," der. Sehl'in tarifi ise şöyledir: "Marifet, bilgisizlik hakkındaki bilgidir. "