Oysa kardeşim, pamuk şekerlere sarılıp sarmalandığını sanırken eline bir alev topu tutuşturulmasından, tuttuğu topun tenini yakıp derisini kaldırmasından çok yorulmuştu.
Sayfa 45 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Büyüklüğü ve derinliği aynı, ama birbirinin zıddı bir ruh hali. Onunki yok eden, benimki var eden bir incelme hali.
Sayfa 29 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ruhun en derinliklerine nakşolan acının, dışarıdan bakıldığında görülmese de, kokusu alınabilen bir şey olduğunu düşünmüşümdür hep.
Ziya’nın mektuplarında anlattığı, sıradan diye nitelediği; hiçbir üzüntüden, açıdan söz etmediği bir boyutu daha vardı hayatının.
Yazdığımı, ama yazacak bir konu bulamadığım için, iler tutar bir yanı olmayan bir şeyler karaladığımı söylemeye utandım. Böylece, yazmaya kararlı bir şekilde masanın başına geçtim. Günlerce, gecelerce kağıt kalem önümde boş boş baktım. Evet, yazmak istiyordum, evet, ben bir yazardım. Bir roman yazmak istiyordum. Ama ne yazacaktım? Bunu bilmiyordum.
Bir yaraya merhem olamamak ne büyük bir çaresizlik. Ve çaresizlik ne kadar korkunç bir duygu. Ben neyi yapamadım ya da eksik yaptım da biz bunları yaşamak zorunda kaldık!
Reklam
İnsanı yine kendi derdi iyileştirirmiş. Benim derdimi iyileştirebilecek bir su yoktu ; daha doğrusu, ben derdimi içimden çıkaramıyordum, her yanım su olsa neye yarardı !
Sayfa 123 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Konuştuğumuz kelimelerin dünyası ile yazdığımız kelimelerin dünyası arasında, sözlü dil ile yazılı dil arasında ne aşılmaz bir uçurum var aslında. Belki de bunun için daha çok susmayı sevdim ben, en çok da okumayı...
Geri149
498 öğeden 491 ile 498 arasındakiler gösteriliyor.