Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Eprimiş giysiler gibi hüzünlü, yorgun
Ve dopdolu bir hâlin var ki anlarım anlatamam! ...
Seslensem dökülecek gülleri gözlerinin
Bu bir deli bahar ki anlarım anlatamam! ...
Has kokunu bir rüzgâr yaralamış süt çağı
Bu öyle bir rüzgâr ki anlarım anlatamam! ...
Yüreğinin parkına ışık ekerken kuşlar
Bu sevdada ne var ki anlarım anlatamam! ...
Ey canımın toprağı, sevincimin kumaşı!
Bu çokluk o kadar ki anlarım anlatamam! ...
Gökleri kucaklarım senin esenliğine
Bu sevgi bir pınar ki anlarım anlatamam! ...
Yüreği yaka yaka derinden akmak nedir?
Gülüm, KARAKOÇ der ki anlarım anlatamam! ...
- Aşk nedir?
- Aşk senin sendeki farkındır.
- Nasıl yani?
-Sen aynaya bakınca şiir yazabiliyor musun?
- Hayır.
- Ama ben sana bakınca yazabiliyorum.
İşte senin sendeki farkın, bendeki aşkındır.
Mevlana anlatıyor:
Biri bana aşıklık nedir diye sordu. Dedim ki "Ben olda bil. Sen aşıklığı nasıl bilebilirsin ki, o bilgi kitaptan defterden öğrenilmez. Ateşi mangalda balı da kavanozda görmek bilmek değildir. Çünkü bu bilgi zevk bilgisidir, onu tatmayan bilmez. Bildim diyenin bilgisi sadece zandır. Madem öyle sen düşmeyi düşenden öğren, yanmayı pişmişten sor. Aşkın kokusunu da aşığın yanık nefesinden kokla. Bu işaretlerden yola çık ve aşkı bilmek için aşık ol.