İnanın nasıl anlatmaya başlasam hiç bilmiyorum.Düşündüm düşündüm acaba becerebilir miyim diye düşünmekten alamadım kendimi.Belki mübalağa ettiğimi düşünüyor olabilirsiniz ama inanın yazmakta tereddüt ettim.
Kitap kısa lakin içi bir o kadar dolu .Aslında okuyamaya başladığım gün bitirebilirdim ama beklettim o okuduklarımı sindirmek istedim oturdum hep düşündüm Telli Babayı,okuduğum yerleri tekrar okudum.Hiç ama hiç bitmesin istiyordum ve malumunuz olduğu üzere her şeyin bir sonu var .
Keşke İstanbul’u canlı bir şekilde görüp de okusaydım kitabı,daha da anlamlı olurdu o zaman.Nasip işte.
İstanbul’a hiç bu kitaptaki gibi bakış açım olmamıştı ,aslında olması için görmek gerekir.
Bu kitap sayesinde İstanbul benim için çok ama çok farklı anlamlar ifade ediyor artık.
İstanbul istanbul olalı bu kadar güzel anlatılmamıştır diye düşünüyorum.
Naçizane tavsiyem ,İstanbul’u gördükten sonra bu kitabı okumanızdır.Ancak görürseniz ve derinden hissederseniz o şehri ,anlayabilirsiniz Telli Babayı..
Ah Telli Baba…
Seni okurken gerçekten ağladım..Senin o saf duyguna güzel demek yetmez.O muntazam aşkına yeni bir kelime bulmak icab eder.Tıpkı senin ve aşkın gibi benzersiz ve ulaşılamaz olmalı…
Kitabı bitireli bir kaç saat oldu ama hâlâ etkisindeyim ve etkisinden kolay kolay çıkamayacağım bir kitap oldu benim için.
Hakiki anlamda aşkı arayıp bulmak isteyenlere tavsiye edilir…
“AŞK,GÖNLÜN ZEKÂTIDIR…”
Selametle kalın:)