Not: Hayalet / Kader Yayaset
Not: Hayalet
Kader Yayaset
|
YILKAD YAYINLARI
kitap sayısı: 521
Azad Keskin, hayatta iken onun için yaşamak eğlence ve güzel kadınlardan ibaretti. Bir gün gözlerini ormanda açtığında, eski hayat tarzından aslında pek de bir şey değişmemişti. O, yine haylaz, vurdum duymaz yakışıklı bir çapkındı. Tek bir fark vardı o da artık bir hayalet
Şimdi ben 1120 sayfa ne okudum? Niye okudum? Neden bu kadar geç okudum?...
Neden bu incelemeleri yapan arkadaşlar bir şeyleri överken göklere çıkarıp, gömerken de magmaya ermeyi bu kadar seviyor...
16 günde araya bir iki kitap ekleyerek okudum Anna Karenina'yı yer yer sevdim yer yer nefret ettim. Öncelikle bende herkes gibi İnsan Neyle Yaşarı
"Karşınızdaki kim olursa olsun, ne kadar haklı olursanız olun, birini öldürmek, dünyanın bütün yükünü sırtlamak demekti. “Tanrıdan rol çalmak.” derdi eski bir arkadaşım. “Birini öldürmenin anlamı budur.”
.
Se-lam :)) Nasıl güzel bir kitap okudum ben böyle. Aşk, merak, sevgi, nefret, merhamet gibi bir çok duyguyu tattıran bir kitaptı. Ahmet Ümit'le tanışma kitabım oldu ve bir polisiye romanın bu kadar duygulu anlatılmasından çok etkilendim. Kitabı okuyanlar bilecektir Başkomiser Nevzat, yazar hakkında nasıl düşünüyorsa ben de bu kitabı okuyana kadar yazarla ilgili onları düşünüyordum :))) Ne olabilir ki klasik polisiye romandır diyordum. Ama yazarın kalemini çok çok sevdim, o anlatırken hep içimde bir yerlere dokundu. Geç tanıştığım için üzüldüğümü belirtmek isterim.
Yılbaşı gecesinde, İstanbul'un karanlık sokaklarından birinde bir cinayet oluyor. Başkomiser Nevzat bu cinayeti çözmekle görevli kişi oluyor ve her şeyi onun anlatımıyla okuyoruz. Kitapta gezi olaylarından tutun da 6-7 Eylül olaylarına kadar bir çok meseleden bahsediliyor. Özellikle 6-7 Eylül meselesinde yaşanılan acılar beni derinden etkiledi. Yani sadece cinayet çözümleme değildi konumuz, içimizde bir yerlere dokunacak konular da ağırlıktaydı. Hiç beklemediğim kişinin katil çıkması da ayrıca şaşırttı beni. Polisiye romanlar çok tarzım değildi o sebeple yazarla tanışmamız çok geç oldu ama sevdim ve tavsiye ediyorum.
Bol okumalı, bol kitaplı, bol huzurlu günleriniz olsun :))
Ölüler Evinden Diriliş
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, 1849’da I.Nikola’nın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Tam 10 ay, neyle suçlandığı söylenmeden bir kalenin hücresinde tutulup hakkında verilecek hükmü bekledi. Ve bekleyişten sonra karar açıklandı. Karar bıçak gibiydi: Ölüm… Diğer isyancılarla meydanda kurşuna
Şiir Alemim...
Beni benden ayırmayın,
Ben bensiz yaşayamam.
Yarımım bir işe yaramaz.
Beni ben yapan,
İçimdeki benliğim...
Altay Taşkın
Benliğimizi, karakterimizi şekillendirmek için yazı yazarız. En özel duygularımızı ölümsüzleştirmek içinse şiir yazarız çünkü şiir; dilin anlam, ses ve ritim öğelerini belli düzen içinde kullanarak, bir olayı ya da bir duygusal- düşünsel deneyimi yoğunlaşmış ve sıradanlıktan uzaklaşmış bir biçimde ifade etme sanatıdır.
Şiir, içimizde var olanların dışa yansımasıdır. Hissettiklerimizi, düşündüklerimizi, umut ettiklerimizi, hayallerimizi, hayatlarımızı şiir haline dönüştürerek yaşantımızı daha özel kılabiliriz. Nasılsa şiir her konuyu ele alır; sevgi, aşk, huzur, hüzün, nefret, umut, kahramanlık, ego, doğa, ölüm...
Şiir, koskoca bir duygunun anlatımıdır. Kişiyi derinden etkiler çünkü şiir; hissetmektir, dünyaya başka gözle bakmaktır, kalbinle dokunmaktır- dokunabilmektir.
Günümüzde şiiri anlayan, hissederek okuyan kişi sayısı azdır, oysa şiir farklı pencerelerden bakabilmeyi, yeni ufuklar perdelemeyi amaçlar.
Yalnız kaldığınız zaman şiir yazmayı denediniz mi hiç?
Ben denedim. İçimdeki beni buldum...
Duygusallığımı hissedebildim ve kalbimin o inleyen güzel seslerini duydum çünkü şiir tek kişilik bir zevktir, yalnızlığın sanatıdır.
Kalbimizde hissettiklerimizi şiir halinde kâğıda dökebilmek, bir nevi huzura kavuşmamızı ve ruhen rahatlamamızı sağlar.
Evet, biz, hepimiz birer şairiz. En güzel şiirlere de sahibiz. Belki kalem alıp yazmıyoruz ama unutmayın ki şiir yüreğin bilimidir...
ZEHRA MUHAMMED
328 syf.
10/10 puan verdi
İskender Pala'yı çok seviyorum. Çoğu kitabını okudum diyebilirim.
Divan edebiyatını sevdiren yazar İskender Pala :)
Kalbin tam anlamıyla fizyolijisini, biyolojisini, psikolojisini okuyanın avucuna bırakıyor Pala.
Her açıdan ele alınıyor kalp
KALP..
