Dostoyevski'nin işlediği birtakım siyasi faaliyetlerden sonra maruz kaldığı kürek cezası sırasında onu fazlası ile etkilemiş ve hatta can sıkıntısı halini almış olayları, kişileri, koşulları, sistemin gerçek yüzünü, mahkumların maruz kaldığı adaletsizliği güçlü psikolojik analizleri ve kendine has üslubu ile ele aldığı eser.
SPOİLER:
Müjikler-Soyluların kültürleri ve sosyal yaşamdaki farklılıkları; mahkumiyet hayatında aynı fiziksel koşullarda olmalarına rağmen kitabın başından sonuna kadar diri tutuluyor.
Dediğim gibi kitap daha çok psikolojik analizleri bünyesinde barındırsa da; eleştirdiği sistem, boş yere kaybolan yetenekler, güçlü-kudretlilerin prangaları taktıktan ya da rütbeleri alındıktan sonra dibe vurması, tüketilen yetenekler, hiç yokta cezaya maruz kalanların fiziksel ve yaşamsal mücadelesini de barındırıyor.
Kitabın tamamında Tanrı, vicdan, acizlik, vazgeçiş, zavallılık ve kitap karakteri Aleksanr Petroviç'in sınırlı da olsa yoldaşlarının(!) hayatına dokunmasını ve ne koşulda olursa olsun 'UMUT' kavramının hiç yitirilmemesi gerektiğini dile getirmesi; bünyemde pasif olarak barındırdığım duygu ve düşüncelerimin aktifleşmesini sağladı.
Kitap karakterleri, sansürlenen hikayeler, uygun ve uygun olmayan koşulların hepsi insanı derinden etkilese bile beni en çok etkileyen kısmın Akulka'nın Kocası olduğunu belirtmek isterim.
İYİ OKUMALAR :))