Enver Paşa, Teşkilât-ı Mahsusa adı altında bir teşkilat kurmuştu. Bunun gayesi Osmanlı memleketi haricinde, Makedonya'da, Kafkasya'da, Mısır'da, Afrika'da. Acemistan'a, Türkistan'da, kısacası Osmanlı milli emellerinin olabileceği her yerde özel maksatlar takip etmek…
Bağdat'ta, İngilizlerle muharebede mağlup
"Ruh-ı dil-dârı rengîn vasf idersin ey dil-i şeydâ
Acebdür sözleründen reng almazsa gül-i ra nā
Safa-bahş olmada gülzardan mey-hâne eksük mi
Kalur mı bûy-ı gülden bâg-bâna nükhet-i sahbâ
Düşelden vâdi-i aşka inen çok dil-rübâ sevdüm
Hele çok sevdügümden olmadum âzürde-dil kata
Cefâsı dil-berün 'âyn-ı vefâdur ey gönül gör kim
Cefalar ide ide Kaysı mecnûn eyledi Leylâ
Hevā-yı aşk u nâr-ı şevk u âb-ı çeşmün olmasa
Kim 'âdem dir senün gibi ayak topragına Yahya"
On bir ayın sultanı yine şevk ile geldi,
Muhammed bülbülleri ha.fızlar dile geldi,
Melek yüzlü mü'minler dağıldı camilere,
Hak in ayet eyledi, af fa vesile geldi ..
Minareler donandı kandil kandil nur ile,
Mü'minler hazırlandı neş'e ve sürur ile,
Fakir - zengin her eve doldu rahmet, bereket;
Ramazana kavuştuk
Hastalarından ve bir takım problemlerinden uzaklaşmak için Viyana' ya eşiyle birlikte tatile giden Dr. Breuer'e bir gün aniden imzasız ve son derece küstahça yazılmış bir not gelir. Merakına yenik düşen ve daha sonra notun sahibi olan son derece genç ve güzel Rus asıllı Salome'yle buluşan doktorumuz Salome'nin Prof. Nietzche
Gel ey mihr-i hayâlim, ey benim âmâc-ı hayâlim
Evet, ey yâr-ı nâzânım
Perestîdem, enîsem, dil-berim, ey şûh-ı handânım,
Bak etrâf u havaliye:
Ufuklar mübtesim; hülyâ-yı subhun şûhî-i nazı
Uçar her berg-i hazrâdan;
Çiçekler hep târî, kuşlar münevver, lahn-ı dil-sâzı
Bekâret, ebr-i sevdâdan
Yağar hep sanki altun, sanki zümrüd, sanki hülyâdır!
Cihân mahmûrdur, her yer harîm-i aşk u sevdâdır: ·
Bütün handan,
Bütün hayrân!
Semalar reng-i firûzuyla pür şevk ü mu’allâdır…
Gel ey mihr-i hayâlim, ey benim âmâc-ı hayâlim
Evet ey yâr-ı nâzânım
Perestîdem, enisem, dil-berim, ey şûh-ı handânım,
Benim ey şi’r-i elhânım
Gel ey yârim o hüsn-i hande-zâd-ı bî-hemâlinle…
academia.edu/116271428/Funda...
Aşağıdaki yazı Fethullah Gülen'in Şefik Can'ın yazdığı "Mevlâna: Hayatı, Şahsiyeti ve Fikirleri" (Fundamentals of Rumi's Thought A Mevlevi Sufi Perspective) kitabının İngilizce çevirisine yazdığı önsözle
Dost bî-pervâ felek bî-rahm devran bî-sükun
Derd çok hem-derd yok düşmen kavî tâli zebûn
Sâye-i ümmîd zâ’il âf-tâb-i şevk germ
Rütbe-i idbâr âlî pâye-i tedbir dûn
Akl dûn-himmet sadâ-yi ta’ne yer yerden bülend
Baht kem-şefkat belâ-yi aşk gün günden füzûn
Ben garib ü râh-i mülk-i vasl pür teşviş ü mekr
Ben harîf-i sâde-levh ü dehr pür nakş-i füsun
Her sehî-kad cilvesi bir seyl-i tûfan-i belâ
Her hilâl-ebrû kaşı bir ser-hat-i meşk-i cünun
academia.edu/116271428/Funda...
Aşağıdaki yazı Fethullah Gülen'in Şefik Can'nın kitabına yazdığı önsözle ilgili...
Abdullah Aymaz'ın kaleminden okuyalım.
1910 yılında Erzurum'da müderris Tevfik Efendi ile Gülşen Hanım'ın oğlu olarak
Kan ağlasın bu dide-i dür-barım ağlasın
Ansın benim o yar-ı vefa-darım ağlasın
Çeşm ü dehan u arız u ruhsarım ağlasın
Baştan başa bu cism-i siyeh-karım ağlasın
Ağyarım ağlasın bana, hem yarim ağlasın
Guş eyleyen hikayet-i Esrar'ım ağlasın
Nadide bir güher telef ettim dirig u ah
Hak içre defn edip geri gittim dirig u ah
Zat-ı şerifi aleme bir
🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀
Nefsî tezkiye . 🍀
Nefsi tezkiye; öncelikle onu küfür, cehâlet, kötü hisler, yanlış îtikadlar ve fenâ ahlâklardan temizlemektir. Yâni şer’-i şerîfe aykırı her türlü îtikâdî, ahlâkî ve amelî yanlışlıklardan arındırmaktır. Onu temizleyip kötülüklerden koruduktan sonra da, îmân, ilim, irfân, hikmet, hayırlı duygular, güzel huylar gibi