Viktorya döneminin göbeğine düşüp o yıllarda kayboldum. Fowles’ın ara ara hikayeye dahil olup kendini gösterip çıkmaları müthiş! Aslında çok yoğun ve gergin bir aşk hikayesi ama her sayfası ayrı bir felsefe. Altını çizmekten notlar almaktan yorulabilirsiniz. Tam bir 5 yıldız!
Ben Rubi'nin Fikirleri
Cenevre, 30 Temmuz
Gazetelere şu ilanı verdim:
"Birkaç dil bilir, filozof, bekar, sabırlı ve gezgin katip arıyorum. 20 Temmuz tarihine kadar akşamları saat onda, Mon Repos oteline müracaat."
Bir müddettir uykusuzluk çektiğimi için, taliplerin sınavı geceyi geçirmeme yardım eder diye düşünüyordum.
Altmış üç
Sevgiyi belirleyen şey, kişinin bilinç düzeyidir. Mikro bilinç düzeyinde aşk, kıskanç bir sahiplenme duygusuyla kendini gösteren kuşku ve kuruntu dolu bir bağımlılıktır.
Peyami Safa'nın en sevdiğim makalelerinden biri
TELEFONDAKİ KADINA CEVAP;
Beni tanımazsınız, Peyâmi Bey. Belki de Maçka’nın dullarından biriyim. Bugünkü yazınızı okudum. Eğer bir gün Maçka’da, Kıyık’ın önünde genç bir kadından tokat yerseniz, biliniz ki o, benim. Müsaadenizle, sizin için ne düşündüğümü söyleyeyim: Siz... Siz... Tahammül edilmez
Ortaçağ'daki romantik aşk, önceleri, meşru olsun olmasın, cinsel birleşmede bulunabilecek kadınlara karşı değil, aşılamayacak töre ve ahlâk engelleri tarafından romantik aşıklarından ayrı düşen hanımefendilere yönelikti. Kilise, insanlara, cinsiyetin temiz olmadığını aşılamak ödevini öyle iyi başarmıştır ki; elde edilemeyecek cinsten olmadıkça, bir kıza karşı şairane duygular beslemek imkansızlaşmıştı. Böylece aşkın, güzel bir yanı olması isteniyorsa, platonik olacaktı. Günümüzün insanının Ortaçağ'daki şair aşıkların psikolojisini hayal etmesi çok güçtür. Herhangi bir yanaşma isteği olmadan birine tutkuyla bağlanmak, günümüzdeki insana öyle tuhaf gelir ki, o aşklara sadece edebi gelenek diye bakar.