Maalesef uğultulu tepeler adlı kitabı pek sevemedim. İçerik olarak aşk, nefret, intikam, kin, gibi birçok duyguyu barındırıyor. Yani hangi duyguları ararsanız var bu kitapta.
Okurken sıkıldım ve zorlandım. çünkü konusu özelliklede, karakterleri inanilmaz karışıktı.
Yinede Okumak isteyenler, merak edenler okuyabilir. benim ne yazikki favori listeme giremedi.
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 201842,2bin okunma
Sadık Hidayet’in “Kör Baykuş” adlı romanı, modern İran edebiyatının kurucularından biri olarak kabul edilen yazarın başyapıtlarından biridir.
Yazar ve Eser Hakkında:
• Sadık Hidayet, 1903 yılında Tahran’da doğdu. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak büyüdü ve eğitimini yurtdışında tamamladı. İran’da kitaplarının satışı hala yasak olmasına rağmen,
Bir gün tüm duygularımız bir körebe oynuyormuş. İşte mutluluk, aşk, kin, nefret, merhamet, sevgi, yalan, delilik aklına ne geliyorsa. Tabiki bizim gözlerimiz kapalı. Sevgi bir ağaca gitmiş. Nefret farklı yere. Yalan dağa gidiyroum demiş, suya kaçmış. Delilik ortada geziyormuş. Sonra bir gül açılmış ve gül aşkı çağırmış. Gel bana sığın sen çok güzelsin demiş. Gülün içine sığınmış ve gül bir anda kıpkırmızı olmuş.
Sonra gözler açılmış tüm her şeyi bulurken, delilik elinde bir sopa ile aşk burada diyip gülün üzerine vurmuş. Veee aşkın bir gözü kör olmuş. Aşk demiş ki sen benim gözümü kör ettin ne yaptın bana demiş. Delilikte özür dilerim ben bundan sonra senin yanındayım demiş. Her zaman bir kolunda olacağım demiş.
Yani gözü kör olmuş aşığın yanında her zaman delilik vardır. Ve aşk her zaman kördür. Delilik onu yönlendirir ve aşık olur..
“sevgi dolu o geceler, çıplak bedenlere yaklaşmanın o coşkusu, heyecanı, ölüm ve öldürmenin şehveti, kin ve nefret dalgaları, o hırs, o öfke, o sonsuz düşmanlık, o bitmek bilmeyen geceler.
Eğer benim gibi polisiye seviyorsanız, biraz aksiyon olsun heyecanlanayım, gerileyim, şaşırayım, iz süreyim diyorsanız bu kitap size göre değil Aslında bana göre de değil... Böyle psikoloji kitapları okumak beni yoruyor nedense. Kitabı okuduktan sonra savaştan çıkmış gibi oluyorum... AMA gel gör ki insan ruhunu bu kadar iyi tarif eden bir yazar da tanımadım henüz... Akşam çayın yanına eşlik edecek bir şeyler arıyorsanız 48 sayfasıyla tek lokmalık diyebilirim
Bir insanın yaşayabileceği tüm duyguları en ince ayrıntısına kadar anlatabilen bir yazar Stefan Zweig... Aşk, kin, nefret, coşku, heycan, arzu...
Eski hayatına, gücüne, Paris'e ve yönetime geri dönebilmek için her şeyi yapabilecek bir kadın Madame de Prie... Kibirli, hırslı...
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,2bin okunma
𝔻𝕆ℝ𝔻𝕌ℕℂ𝕌 𝕂𝔸ℕ𝔸𝕋
Çocukluğundan beri katipler bölüğüne girmek için çabalayan, hayaller kuran Violet, general annesinin emriyle ejderha binicisi olmak zorundadır çünkü Sorrengailler hep binici olmuştur aksi düşünülemez. Buraya kadar tamam ama bir binici olmak öyle kolay değil, annesi resmen kızını ölüme gönderdi. Yüzlerce adayla birlikle tehlikeli taş köprüden geçilecek sağ çıkarsa müsabakalarda yarışacak oralardan da sağ çıkarsa ejderhayla bağ kuracak eh tabi bu bağı kurarken kül olma ihtimalinde yüksek.Kızımız ufak tefek bir ejderhayla bağ kursa bile nasıl binecek.
Velhasıl ejderha sahibi olmak için ölümle dans ediyorsun. Neden ejderhaya sahip olmak gerek? Çünkü savaşçı olmak için. Yani ölümle dansı yine ölmek için yapıyorsun.
Çok detaya girmedim, harika karakterler var, aşk var, türlü oyunlar, kin, kan, savaş, yaratıklar, büyüler... Dolu dolu fantastik kurgu. Seriyi almam çok şişirilmiştir yine deyip dayanamayıp aldım ve iyi ki almışım . Bayıldım. İkinci kitap çok daha guzel olacak eminim ve umarım yazar seriyi çabuk toparlar ve okuru sinir etmez.
Bu seriye başlayın pişman olmazsınız.
Sevgiyle ve kitapla kalın
#dördüncükanat #ebrulisayfalaryorumluyor
Dördüncü KanatRebecca Yarros · Olimpos Yayınları · 20232,249 okunma
" Niceleri geldi neler istediler, sonunda dünyayı bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler. "
Ömer Hayyam 'ın Rubaiyatındaki en güzel şiiri ile başlamak istiyorum.
Tarihin bir zamanlarında, dönemlerinin en üst perdesinden yaşamış devlet adamları ve yöneticiler bile tarih
Ortadoğu Kültürünün Duygu, Batı Kültürünün Maddi Sömürü Zulmünü Bir İbret ile Bitiriyoruz
Türkler de yaşam mana üzerine kuruludur.
İhtiyaçtan fazlası zehir gelir Türklere.
İsraf haram demeyen din var mı?
Dinler yokken Türkler de yaşanıyordu.
Dinler bütün bu bilgileri bizden almış kullanmıştır. Dini farklı niyetle kullanmak adına dinin
Genç yaşta hayatını kaybeden İngiliz kadın yazar Emily Brontë'nin ilk ve son romanı...
Bay Lockwood şehir hayatının hengâmesinden kaçıp kırsalda çiftlik kiralar. Ev sahibi Heathcliff'i ziyaret etmek için Uğultulu Tepeler'e gider. Aile bireylerinin birbirlerine karşı öfke ve nefretine şahit olur, onların hikayelerini merak eder.
Bu hikayeyi üç kuşağa şahitlik edip aralarında yaşayan Kahya Nelly Dean'in ağzından sürükleyici bir anlatımla dinliyoruz.
Evlatlık alınan Heathcliff'in aşağılanan, hor görülen, acınası durumundan güçlü, zalim, acımasız bir karaktere dönüşü anlatılır. Betimlemeler oldukça başarılı. Aile içi çatışma, intikam ve nefretle yoğurulmuş bir aşk hikayesi...
Bütün karakterlerin kötü olması ve her fırsatta nefret ve kin kusmalarına rağmen mutlu sonla bitmiştir.
İz bırakan bir kitap... Emeğine sağlık Emily Brontë...