Hepimiz hayatımızın belli bir döneminde günlük tutmuşuzdur değil mi? Tutmasak da illa ki bir şeyler karalamışızdır üç beş sayfa da olsa. Içimizdekileri anlatacak kimse bulamadığımızda bir defter ve bir kalem eşlik eder bize. Suzan Defter de öyle bir kitap. Yazılma tarzı çok farklı. Sol tarafında Ekmel'in cümleleri dökülüyor satırlara, sağ
Tak tak tak…
“Güzide! Güzide! Lütfen kapıyı açar mısın?” dedi Osman.
Gözleri yarım açık ve ayakta uyuyan bir halde kapıyı açtı Güzide. “Osman, ne oldu? Niye bu saatte kapıyı çalıyorsun?” diyerek kapıya yaslandı Güzide.
“Acil bir durum var. Sen Türk Dili Edebiyatı öğretmeni değil misin?” diye sordu Osman.
“Evet.” dedi Güzide.
“Ben şiir yazmak
Üzülerek söylüyorum ki Livane’nin okuduğum en keyifsiz eseri. Neden üzülüyorum çünkü bu kitap ile ilgili beklentim çok yüksekti. Belkide bu yüzden beğenemedim. Beklenti çok yüksek olunca kitap beni tatmin etmedi.
Kitabın konusu şöyle: İstanbul Üniversitesi'nde memur olarak çalışan Maya Duran'ın ağzından, Amerika'dan gelen Alman asıllı profesör
"Mektup yazmak aslında hayaletlerle ilişki kurmaktır ve üstelik sadece yazılan kişinin hayaletiyle değil, aynı zamanda kendi hayaletiyle de ilişki kurmasıdır."
Franz Kafka
Pierre Abélard, Kafka'yı tanımadan öldüğünde Heloise ve Milena'nın karşılaşmayacağını anlamıştım. Kafka, Hugo ve Juliette'den çok sonra doğmamış olsaydı herşey