Aşk diye bahsettiğin olguyu sen tanıyor musun? Eğer tanıyorsan neden aşkın İntikamı var düşüncesiyle rüzgarın sahile vuran kırbaçları gibi denizin üzerinden kuma savruluyorsun? Aşkın İntikam olduğunu ve bir başka bedende buluşmasını sana kim anlattı? Yaşadıkların sana gerçekliği ne zaman unutturdu? Gitmeli miyim? Yoksa, kalmalı mıyım? Tuhaf bir eyleme davet etmekten çekinmeyecek kadar aşka yabancı olduğunu biliyorum.
Biz, hayatta kalan diğer kafasızların torunlarıyız
Bence tüm sıkıntı, esasen bir hayvan olduğumuzu bir türlü kabullenemememizden kaynaklanıyor. Bak basitçe anlatayım. Bizi diğer tüm mahlûkattan farklı kılan sevgili beynimiz, içerisinde işte o tüm mahlûkatın bilgisini de taşır. Sürüngen beyin, limbik sistem ve korteksten oluşan bu muazzam yapı, doğru yerlerine basıldığında muhteşem sesler çıkarır. Cinsellik sürüngen beyinle ilgiliyken, duygular limbik sistemde dolanır. Fakat elimizde, bizi akıl ve izana davet eden korteks gibi bilge bir kozumuz vardır. Aşk dediğimiz şey, kabul etmek gerekir ki, insan icadıdır. Biz icat ettik aşkı. Yerleşik düzene geçtikten sonra gelişen toplumsal kültürün biyolojiye etkisi sonucu aşık olmak üzere evrimleştik. Öncesinde genlerin devamı için aşka gerek yokken, zamanla bu bir zorunluluk haline geldi. İnsan bebeğinin diğer hayvanlara nazaran çok daha uzun süre bakıma ihtiyacı olması nedeniyle de, bir anne-baba işbirliği oluşturmak adına, tek eşlilik ve sadakat gibi kavramlara yöneldik. İşte bu yüzden, genlerimizin devamı için çıldıran sürüngen beynimizdeki hayvani düşünceleri, limbik sistemimizdeki duygularla olduk olmadık anlamlara bürüyüp aşık oluyor, o kişi tarafından istenmediğimizdeyse soyumuz kuruyacakmış gibi krizlere giriyoruz. Hayır, kurursa kurusun, bu çağda böyle ilkel yaklaşımlar da nedir? Çelişki tam burada işte. Aklını korteksine toplayıp sistemi reddedenlerin genleri devam etmiyor. Akıllılar ölüp gidiyor yani, hadi geçmiş olsun. Biz, hayatta kalan diğer kafasızların torunlarıyız özetle. O yüzden dedelerimiz ve ninelerimizle aynı tuzaklara düşüyor, hâlâ armut gibi aşık oluyoruz Osman.
Reklam
Geceler yalınayak, geceler inzivada İnsanlığın salâsı okunuyor, elveda! Gündüzün siyahından ufka karanlık çöktü Hicabından günahın kardelen boyun büktü Günebakan çiçeği dönüp bakar mı bize? Feryad u figan etsek nefis gelir mi dize? Ömür yitik sermaye kelebeğin misâli Tarumar gülistanım, talan ettim visâli Yâ İlâhi affeyle, gayrı dilim
"okurlarımı aşka davet edecek değilim . . . Bu dünyada aşk gereklidir ama zaten fazlasıyla var. Aşk için fazladan çaba harcamanın bir anlamı yok çünkü aşk için uğraştığınız zaman yapacak başka bir şeyiniz yoktur. Yazarın okuruna vereceği çok daha değerli ahlaki mesajları olmalı. Acıma duygusu, çocuk sevgisi, hoşgörü, bagış ama . . . " Carlyle ve Manzoni' nin sözleri aşk konusunda söylenebilecek en mantıklı ifadeler.”
176 syf.
8/10 puan verdi
Ölümün Aynası
………….……….………………………………………………………… 1913'te Miguel de Unamuno (1864-1936), 1888'den beri farklı gazete ve dergilerde yayınladığı yirmi altı hikayeyi "Ölümün Aynası'nda" toplamıştır. «Hayır Jose Antonio, hayır! Bu aşk acısı değil, başka bir şey, bu hayat acısı.» S. 8. Hepsi, bazen bizim reddettiğimiz yanlarımıza,
Ölümün Aynası
Ölümün AynasıMiguel de Unamuno · 1984 Yayınevi · 201626 okunma
Erdemin ve aşkın birlikte kaynaştığı ruh ne kadar mutlu olmalıdır! Bazen sevmekten başka bir erdemin olup olmadığını düşünüyorum, mümkün olduğu kadar çok sevmekten, her zaman daha çok sevmekten...Ama ne yazık ki bazı günler erdem bana aşka karşı bir direniş gibi geliyor. Neler diyorum ben! Kalbimin en doğal eğilimini erdem diye adlandırmaya nasıl cesaret ederim! Ah yanıltmacanın çekiciliği! Ah yanıltıcı davet! Mutluluğun tuzağa düşüren serabı!
Reklam
Aşka Davet
Okumak iki ruh arasında aşıkane bir mülakattır.
Sayfa 113Kitabı okudu
Bir kitap indi, sözlerin en güzeli. Kitap ki aydınlatan ve açıklayan. Kitap ki uyandıran ve uyaran. Yolunu kaybetmiş yolcuya yolunu hatırlatan. Bir çağrı. Bir zikir. Sözlerin en güzeli, karanlığa ışık tutan. Sokak sokak tüm dünyayı aydınlatan. Kitap söz. Kitap aşk. Kitap kulluk. Kitap aşka yolculuğa davet.
Sayfa 89
Yağmurun sesine bak Aşka davet ediyor Cama vuran her damla Beni harab ediyor
Bir kitap indi, sözlerin en güzeli. Kitap ki aydınlatan ve açıklayan. Kitap ki uyandıran ve uyaran. Yolunu kaybetmiş yolcuya yolunu hatırlatan. Bir çağrı. Bir zikir. Sözlerin en güzeli, karanlığa ışık tutan. Sokak sokak tüm dünyayı aydınlatan. Kitap söz. Kitap aşk. Kitap kulluk. Kitap aşka yolculuğa davet.
Sayfa 89
Reklam
Aşk, akılda kalan lezzetten başka bir şey değil!
Peki Ya Aşkın En Güzel Tanımı Nedir ? Bana göre de aşkın en güzel tanımı elbette mevcut. Yıllar önce üç arkadaş şimdi hatırlayamadığım bir köprünün altında yürüyorduk. Gece yarısına yakın bir saatti. Bedirhan ve Nazlıcan misali. Gecenin sessizliğini bozan topuklu ayakkabıların sesi hala kulaklarımda. Kısacık boyu ve devasa anlamıyla koluma girmişti yürürken. On yılı geçmiş olmalı. Şimdi sorsam muhtemelen hatırlamaz. Bana aşık olduğu ya da benden etkilendiği için yapmadı bunu. Çok yakındık. Çok samimiydik. Hâlâ da öyleyiz. O ve ona benzer gecelerimiz çok oldu. Bir adım ötesi olmayan ve birkaç şehvetli aşka davet teşebbüsü dışında asla talep edilmeyen bir tutku hali. Kimi geceler aşkın doğası ve anlamı nedir diye düşündüğüm anda, şöyle bir ses yankılanıyor derinlerimden: Fazla kurcalanacak yanı yok. Aşk, akılda kalan lezzetten başka bir şey değil!
Günay Aktürk
Günay Aktürk
140 syf.
7/10 puan verdi
Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz
Selamlar sevgili kitap severler Güzel bir haftasonu geçirmenizi dilerim Bugün sizlere haftasonu gibi bir kitaptan bahsetmek istiyorum. #melisakesmez #atlarıbağlayıngeceyiburadageçireceğiz Kitabımızda 25 hikaye var. Hepsi kadın sözleriyle hayata, aşka, yaşama sitemler. Üzülmüş bir kadının hikayeleriyle içini kusması gibi hissettirdi bana. Haksız
Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz
Atları Bağlayın Geceyi Burada GeçireceğizMelisa Kesmez · Sel Yayıncılık · 20173,544 okunma
914 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.