Çünkü sevgi olunca gözler ayıpları örtüyor. Leyla'ya aşık olan Mecnunun hikayesini biliyor musun? Kabile reisi Mecnunu Leyla'nın aşkından deli divane görünce "Leyla'yı getirin bakalım." dedi ve Leyla'yı getirdiler. Karşısında kapkara, zayıf bi kız görünce Mecnuna : "Aşık olunucak bişeyi yok. Ne güzel bir yüzü ne de anlatılıcak bi endamı var. Benim cariyelerimin arasında öyle güzel kızlar var ki bir kaş hareketiyle binlerce genci kendilerine aşık ederler." dedi.
Mecnun cevap verdi: "Eğer Leyla'ya benim gözümle bakarsan ondan daha güzel bir kız olmadığını görürsün." Derler ki Aşkın gözü kördür.
Şeyh Şâmil, otuz yaşlarına geldiği zaman, iki metreyi aşkın boyu, geniş omuzu, levent endamı, ilmî kudreti, sarsılmaz îmânı ve keskin bakışları ile muhteşem bir şahsiyet idi.
Diğer bireyin güzelliği ve endamı, ulaşılacak tatminle ilgisi olabilir veya olmayabilir. Çünkü yaptığı seçim iradeyle yapılan bir seçim değildir, tabiatın istediği onu bu yola iter.
Oydu. Yalnızdı. Arkasından onu takip eden köpeği, etrafında geniş kıvrımlar yaparak dolaşıyor, bazen ona yaklaşıyor, bazen ondan uzaklaşıyordu. Elleri cebindeydi. Gövdesi biraz öne eğikti. Belki biraz düşünceliydi. Yavaş adımlarla, güneşin ateş tekerleğini nerede ise toprağa değdirecek gibi göründüğü çıplak sırta doğru yürüyordu. O, sırta vardığı
Cihan padisahi Yavuz Sultan Selim, Sam yakinina otagini kurdurarak burada üç ay kadar kalmis. Bir Türkmen kizi da, zaman zaman padisahin çadirina gelerek, otagin temizlik islerini yapar, hünkâr çadirini tertibe ve düzene sokarak siradan gündelik islerle mesgul olurmus? Yine bir sabah temizlik için geldiginde, Sultan Selimi görmüs. Türkmen