Hz Mevlana ...
Hazret-i Mevlânâ Eğitim Vadisinde Henüz Otuz Küsür Yaşlarında İken Zâhiri Bilginin Zirvesine Yaklaşır. Alacağı Mesafe Neredeyse Kalmamış Gibidir. Tam O Sıralarda Karşısına Sır Dolu Esrarengiz bir Derviş Çıkar : Şems-i Tebrizî. Elini öpüp kaybolur. Daha sonra tekrar gelir ve öyle bir sual sorar ki, kitapların satırları cevaptan habersizdir.
Öğrenme Kuramları, Hak, Değer yargıları, Ontoloji, Makamlar
_Eğitim – Öğretim_ _Eğitim, bilgilenme ve gelişme sürecidir ve yaşam boyu devam eder. Süreklidir. Plansız ve programsız da olabilir. _Öğretim, eğitimin okullarda planlı yapılan kısmıdır. Eğitimin bir parçasıdır. Öğretim, planlı programlıdır. Süresi vardır. _Her eğitim, öğretim değildir. Fakat her öğretim, eğitimdir. _Öğrenme
Reklam
İmkânsız aşklar coğrafyasının çocuklarıyız. Evet, çocukken inandırılmıştık aşkın imkânsızlığına, Ferhat'ın Şirin'e, Leyla'nın Mecnun'a kavuşamaması öyle işlemiştir ki çocuk ruhlarımıza, Bir de kavuşup yanmak vardı tabi, Kerem ile Aslı misali, Yanmak, kül olmak, savrulmak.. İmkânsız aşklar coğrafyasının çocuklarıyız. Kavuşup
Kimliksiz Aşklar
Derinlerde aşk hikayelerine, sayıp sayıp, küfrettiğim sevgililer, milyonlarca yıllık sevdalılar ve geriye kalan, hikayeleri. Ne fark vardı eski ile yeni yanmak, değil miydi ortak yönleri, onlarda bırakmadı mı? Sevdalarını gitmediler mi? Birer ikişer dudaklarda hep aynı sözler aşkın büyüğü, küçüğü olmaz. Ölüm hep aynıdır. Azrail'i ise sevdiğidir, hiçbir zaman beklentiye göre aşk, şekil almaz. O seni şekilden şekile, kadar sonra herkese dağıtır kimliklerini, bırakılanlar devam edenler, ve hiç başlamayanlar. Neek
İmkansız aşklar coğrafyasının çocuklarıyız. Evet, çocukken inandırılmıştık aşkın imkansızlığına, Ferhat'ın Şirin' e, Leyla'nın  Mecnun'a kavuşamaması öyle işlemiştir ki çocuk ruhlarımıza, Bir de kavuşup yanmak vardı tabi, Kerem ile Aslı misali, Yanmak, kül olmak, savrulmak... İmkansız aşklar coğrafyasının çocuklarıyız.
EN ESKI YAZILARIM 1.
Saçmasında vurulduğun mazi namın olur Denizinde sarıldığın sinsi ahın olur Fırtınasında savrulduğun serseri zamanın Toprağında kuruduğun mezarın olur 
Reklam
İstanbul, 05.12.1952 Dilbaz bir şaire, o tek sevdiğime, Ben ki size bu satırları yazıyorum bilin ki özlemim ağır basmış demektir. Bu satırları yazan zaten ben değilim, ruhumun ta kendisi. Aramızdaki o adı konmamış safiyane duygunun bendeki vücud bulmuş hali pek yaman, pek can yakıcı, pek dayanılmaz. Hem masumane, hem değil. Hem ulvi hem
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.