(…)’’Çünkü biliyor musun, her an yüreğim hopluyor. Sen zelzeleli araziye benziyorsun. Şimdi toprak sarsılacak, dünya tepeme yıkılacak sanıyorum. ‘’
Eski eserleri okudukça benim gibi bir ‘’eski kafalı’’yı daha da üzen o eski zamanda yaşayamamış olma hüznü bana tekrar kendini hatırlatıyor. O dönemler anlatılan aşk, varsa işte herhalde aşktır, diyorum çünkü. Ne kadar basit anlatılmış olsa da o zamanki duyguların temizliği daha gerçekçi geliyor. Öyle ki kullanılan kelimeden, anlatışa her şeye sirayet etmiş bir temizlik…
‘’Zırdeli olasıya aşığım. Bilmiyorsan bil, biliyorsan iki defa bil ki bu benim ilk aşkımdır.’’
Peyami Safa, benim için en kıymetli yazarlardan biridir. Her eserini okuduğumda müthiş bir hayretle bitirmiş olurum kitaplarını. İnsanın kalbini, ruhunu öyle kuvvetli anlatır ki terapi de yapmış hissettirir çünkü. Başka ruhları da tanıtan ‘’o’’ yazardır kendisi.
‘’Ah Minel Aşk’’ diğer romanlarına kıyasta benim için belki altlarda, alt sıralarda ama bu kitapta şunu katî olarak anladım, hissettim: Gerçek bir aşk ne kadar zıt olursa olsun kişi, karşı durduklarının da karşısında olsa fark etmiyormuş. Seni değiştiriyor ama aşkın kendisi gitmiyormuş.
Peyami Safa, severler zaten zevkle bir günde bitirecektir. İlk kez okuyanların da etkisiz yeni kitaplardan nefes almasını sağlayacaktır.