Alışkanlıklar ve hatta bağımlılıklar dahi insanın fıtratında var olan kulluk yöneliminden kaynaklanıyor olabilir miydi? Zira insan bir şeyi kendi iradesiyle terk edemiyorsa o şeyin kölesi sayılmaz mıydı? Vazgeçemediği alışkanlıklar, vazgeçemediği fikirler, vazgeçemediği kişiler, kısaca vazgeçemediği her şey onun ilahı mıydı?
"Akıl çoğu kez günahın kölesi olur ve günahın makul olduğunu söylemeye çalışır."
Reklam
Gönül bu kimi seveceğini bileydi, onca yanar mıydı Eğer aklı olaydı, kalp asırlarca kanar mıydı Ömür aşkın kulu, aşıklar kölesi olmasa İnsan bir anlık mutluluğu bir ömre sayar mıydı ?
Sayfa 119Kitabı okudu
Meşk adamıyım ama meşrebsizim konuşurum ama yazmam okurum ama kitap kölesi değilim kağıtlardan derilerden değil gönülden okuyanım
Ah güzel kız Bu kadar yalnız, bu kadar kimsesizken Ve bu kadar hüzünlüyken memleketim Başka bir aşkı koyamadım yüreğime Ben, olamam bir aşkın kölesi Benim derdim memleket meselesi
İnsanlar tene vurulmayı aşk sandılar, bedenin kölesi olmayı sevda diye adlandırdılar.
Reklam
BUGÜNDE BEN DELİRECEĞİM
Biraz baktım, Birazda güldüm bu ne hoş böyle. Biraz kırıttı biraz da cilve, Ben çok aşığım be.. Biraz cıvıttım birazda şımardı, Güldük eğlendik. Hiç konuşmadan, hiç utanmadan,
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 17 days
Dünyanın En Güzel Şiirine...
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
Yağmur
YağmurNurullah Genç · Timaş Yayınları · 20192,409 okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 41 days
Siz de Drogolaşanlardan mısınız?
Kitap çok SIKICI evet. Ama zaten hayatımızda Drogo gibi yaşayan o kadar insan var ki. Onların da hayatları çok sıkıcı. Yani yazarın suçu yok. Böyle yaşamı seçen Drogo'lar... İster her gününün AYNI olan sıradan yaşamında kalıp alışkanlıkların kölesi,geçen zamanın seyircisi olursun;ister sıkıldığın,rahatsız olduğun alanı terk edip gerçek
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813.2k okunma
"Bağımlı emekçi konumunda olmayanlar bile, aşkın özne çevresinde üretilmiş eşitsizlikçi düşünceleri ve tanrı karşısında kul konumunda oldukları düşüncesini benimseyebilmişlerdir. 'Gönüllü kölelik' diyebileceğimiz bir düşünüş ve davranış içine girebilmişlerdir. Bir başka deyişle, insan (öteki koşulları oluştuğunda) kendi yarattığı, doğada nesnel karşılıkları bulunmayan bazı simgelerin (gönüllü?) kulu, kölesi durumuna düşebilmektedir."
Reklam
Kölesi ol ilahi aşkın Rahmanî Rahimin kapısının anahtarı budur.
Seyyid Mûbtedi
Seyyid Mûbtedi
İnsan, aşkın ve doğanın esaretinde yaşar. Doğanın kölesi, Aşkın tutkusu içinde akışa bakar. Hayat; macera serüveni, Sürekli bir yere gitmeli.. Ve hissi ve çabası insanın imgesi. Bir yer var; Gitmek isteyip gidilemeyen Hoş bir seda var; Duymak isteyip duyulamayan Bir hayat var; Yaşamak isteyip yaşanamayan Hayaller hayalde kalıp, gerçekler de boğulan..
Mrs.ozdem
Mrs.ozdem
Yine bir defasında tavsiye için gelen birisine, İbrahim b. Edhem: Bağladıklarını aç, açtıklarını bağla “ dedi. Adam: “Biraz daha açar mısınız? Dediğinizi anlamadım.” dedi. Bunun üzerine İbrahim b. Edhem: “Bağlı olan kesenin ağzını aç ve cömert ol. Açık olan dilini de bağla.” dedi
64 syf.
8/10 puan verdi
İspanyol kızı kendi kendine: "İbn-i Hamid Hristiyan olsun ve beni sevsin, o zaman onu dünyanın öbür ucuna kadar takip ederim." Diyordu. İbn-i Hamid de mukavemet edilemez bir aşkın pençesindeydi. Yalnız Blanca için yaşıyordu. Onu Gırnata'ya sevk etmiş olan gayelerle meşgul değildi. Hiçbir şey arzu etmiyor, hiçbir şey öğrenmek istemiyordu. "Blanca Müslüman olup beni severse, son nefesime kadar onun kölesi olurum." Diye düşünüyordu... Eserde Gırnata ve kısmen Elhamra'da geçen bir aşk hikayesi anlatılıyor. Hristiyan bir İspanyol kızı ile Mağribî'lerden olan ve topraklarını kaybeden İbn-i Sirac'ların sonuncusu İbn-i Hamid'in ilk görüşte birbirlerine olan aşkından bahsediliyor. Konunun özünde ise iki aşığın atalarının dininden kopamayışları var. Bununla birlikte, İbn-i Hamid'in yüreğini dağlayan yurt hasreti ele alınıyor. Fransızların meşhur yazarı Chateaubriand'ın kaleminden kısa ama etkili bir dram...
Son İbni Sirac'ın Maceraları
Son İbni Sirac'ın MaceralarıFrançois-René de Chateaubriand · MEB Milli Eğitim Bakanlığı · 1989256 okunma
"Güzellik, Aşkın hizmetçisidir."
Peki ya sen, son fani, şöhreti ne yapacaksın? Şöhret seni zehirler. Bana göre sen böyle bir herzeyle ihya olamayacak kadar sade, basit ve mantıklı bir adamsın. Umarım o dergilere tek bir satır bile satamazsın. Hizmet edilecek tek efendi güzelliktir. Güzelliğe hizmet et ve halkı boş ver gitsin! Başarı ha! Henley’nin ‘Hayalet’inden bile üstün olan Stevenson sonen değilse, ‘Aşk Döngüsü’ değilse, deniz şiirlerin değilse, başarı nedir ki? “Güzel başlık olmuş, değil mi? ‘Fani.’ Tek sözcük. Bunun sorumlusu da sensin, senin adamın o; hayat kazandıktan sonra hep ayakta duran inorganik, fanilerin sonuncusu, evrendeki küçücük yerini belli bir sıcaklık düzeyine borçlu olan yaratık, termometre adamı. Kafamın içinde öyle bir dönüp duruyordu ki yazıp ondan kurtulmam lazımdı.” ..kendi küçük hayatlarını dar kafalı küçük formüllere göre yaşayanları, bir araya toplaşmış sürüler dışında var olamayan varlıkları, yaşamlarını başkalarının düşüncelerine göre kalıplara sokanları, kölesi oldukları çocuksu kurallar nedeniyle gerçekten yaşamayı ve birey olmayı beceremeyenleri düşününce bir iki kez acı kahkahalara boğuldu.
Sayfa 332Kitabı okudu
697 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.