Ali Aşkın
@askin_29
"Bin nedametle nihayet anladık ki dünyada belki herşeyi bulmak kolay, kendini bulmak zormuş. Kendimizi nerede bulalım? Kendi dışımızda nereye koştuksa gurbette kaldık."
(Nurettin Topçu)
Talebe
KTÜ / İlköğretim Matematik Öğrt.
Gümüşhane
1 Ağustos 1999
273 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
“Bir gün bizim hak sevgisiyle atıldığımız merhamet cihadı elbette Hakk’ın lütfuna mazhar olacak, şimdi acımasını bilmeyen vicdanlar kendi sefaletlerine acıyacaklar. Allah’a götüren dava yolunda yürürken sabretmek gibi bir cevheri cihat tarihi kaydetmemiş olsa gerektir.
Daha çok söyleyeceğiz. Dosta da düşmana da çevrileceğiz. İmansıza da, yahudi ve masona alet olan yedi defa hacca gitmiş müslümana da çevrileceğiz. Ruhlara da bedenlere de akıbetlerini hatırlatacağız.
Bir gün mutlaka muvaffak olacağımıza, muvaffakiyetin de ruhları ve kalpleri fethetmek demek olduğuna inanıyoruz. Yirminci asrın çölünde yolunu şaşırmış, yeise düşmüş kafileleri nerede ve kimin olursa olsun kurtaracağımıza inanmayanlar bizden değildir; zira ‘Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir!’ ”
(Nurettin Topçu)
Karadan ağa dönüp dersi dilârâ okuruz
Mekteb-i aşka vardık şimdi elif-bâ okuruz
Kalplerin burcuna buseler kondurarak dağıttı tüm güzelliğini, hesapsızca. Akabinde tadılmamış, bilinmemiş güzelliklere garkolundu..
Okur Takip Önerileri
Onlar nefislerine yol, su, azık ve binek verdiler. Nefse bu imkanları tanırken kalbin yolunu tıkadılar. Kalbi susuz, azıksız ve bineksiz bıraktılar. Bu minvalde yol alabileceklerini ve düzeni tesis edebileceklerini sandılar. Büyük bir kumar oynadı onlar. Memnuniyetsizlik ve mütmainsizlik bir ömür üzerlerine kar olarak kaldı. Oturdukları kumar masasında kalplerini bıraktılar..
Güzeller şâhısın hûblar sultanı..
“Sevgili dost, eğer yeryüzündeki bütün elleri bir masanın üzerine koysalar, elini bulabilirdim onların içinden.”
Allah(c.c)'ın ve Rasülü(s.a.v)'nün kelamından başka doğru söz söyleyen taraf yok ve özgürlüğünüz bilincinde olmadığınız bir kölelikten başka da bir şey değil!
İyi bilirsiniz ki menfaatler istikametini değiştirdikçe mantık da değişir. Derken, insan dönekleştikçe dönekleşir.
Uhud...
O tepeyi terketmeyiniz.
Ganimeti değil nebî'nin emrini tercih ediniz.
Bu mukaddes emre, habîb'den gelen bilgiye; en çok da şimdi, bu çağda muhtacız.
Sevenleri kimse ayıramaz derler..
Buna mukabil biz deriz ki: "Nefis, sevenleri bile ayrı kor, hatta düşman bile eyleyebilir..."
Kalabalığı bağırtırken veya bir masumu linç ettirirken, hayatın kör ve şuursuz akışından istifade edenler, hürriyetin asıl düşmanlarıdır. Onlar insanın kendi kendisiyle başbaşa kalmasından korkarlar. İnsanın kendi ruhuna sığınmasına fırsat vermeden şaşırttıkları ruhun derinliklerinde gözleri kör edici bir dumanlı yangın çıkartırlar. Kendi evimizi bize yaktırırlar. Hürriyetimizi gafletimize kurban ettirirler.
Sayfa 75 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Hakikatte o, telkinlerle menfaatlerin, içtimaî şartların ve bütün bunların bir örgüsünden başka bir şey olmayan hislerinin esiridir. Onun hür sandığı kendi hareketlerinin hepsi de esaret eseridir. Nefsinin, arzın, cemiyetin, herkesin ve herşeyin esiri olan insan, bütün bu şeylerin üstünde duran esaretinin esiridir. Zira üstelik onu takdis eder: Gururu ile nefsine itimadı bunun delilidir.
Sayfa 74 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu