ÖNSÖZ
Büyük bir çağ büyük adamlar ister.
Öyle tanınmamış, meçhul kahramanlar vardır ki Napoleon'un
ününü kazanmamış, onun gibi tarihe geçmemişlerdir.
Bununla birlikte kişilikleri öylesine zengin, öylesine karmaşıktır ki Büyük İskender'i
bile gölgede bırakır. Prag sokaklarında bugün hırpani bir adama rastlayabilirsiniz,
bu yeni, büyük çağın tarihinde ne önemli bir rol oynadığından habersizdir.
Kimseyi rahatsız etmeden, kendisinden hiçbir «mülakat» istemeyen gazeteciler tarafından da rahatsız edilmeden, sakin sakin yürüyüp gider.
Adını sorarsanız size dünyanın en rahat, en tabii edasıyla: «Adım Şvayk...» der.
Bu az konuşan küçük adam kahraman ve yiğit bir savaşçıdan,
eski «arslan asker Şvayk»tan başkası değildir:
Avusturya'nın egemenlik çağında Bohemya krallığının tüm vatandaşları onun
adını ağızlarından düşürmezlerdi ve hiç şüphe etmeyelim ki ünü,
yeni Çekoslovak Cumhuriyetinde de kat'iyen unutulacak değildir.
Ben bu arslan asker Şvayk'ı çok seviyorum ve onun Birinci Dünya
Savaşındaki serüvenlerini size anlatınca bu bilinmez, alçak gönüllü kahramanı
sizin de çok seveceğinize inanıyorum. Şvayk, Erostratos olacak o budala gibi,
adı ilk çağın gazeteleriyle okuma kitaplarına geçsin diye, Diana tapınağını
ateşe vermiş değildir.
Bu bile çok güzel bir şey olsa gerek!
YAZAR
VARLIK YAYINEVİ - BÜYÜK ESERLER KİTAPLIĞI: 200 Temmuz,1971 Çeviren: SAMİH TİRYAKİOĞLUKitabı okudu
JAROSLAV HAŞEK ve ARSLAN ASKER ŞVAYK
Çek yazarı Jaroslav Haşek, 24 Nisan 1883'te Prag'da doğdu,
2 Ocak 1923'te Lipnice'de öldü.
Hakkında anlatılan sayısız hikâyelerle fıkralar onu, Çek halkının bir
kahramanı haline sokmuştu. Gerçekten Haşek dergilerde, gazetelerde,
yıllıklarda yazdığı birçok serüvenlerden çok, kendi başından
geçenler
Öndeyiş
Büyük dönemler, büyük insanlar yaratır.
Ama Napoléon’un tarihteki göz kamaştırıcılığından yoksun, gösterişsiz,
kimsenin tanımadığı kahramanlar da vardır.
Bu adsız kahramanları yakından tanıdığınızda, Büyük İskender’in
görkemini bile gölgede bıraktıklarını görürsünüz.
Bugünlerde, Prag sokaklarında, büyük Yeniçağ tarihinde ne
Kupa Meyhanesi’nde tek bir müşteri vardı:
Devlet güvenlik örgütünde görevli sivil polis Bretschneider.
Meyhaneci Palivets bardakları yıkıyor, Bretschneider de onu kapana
kıstırmaya çalışıyordu, ama boşuna. Palivets, ağzı bozuğun tekiydi.
“Göt”ten, “bok”tan, “sıçmak”tan başka laf bilmezdi.
Ama aslında mürekkep yalamış adamdı;
önüne
Yeni Gine ya da Polinezya yerlileri esirlerini ya da misyoner,
iş adamı, gezgin gibi gereksiz kişileri öldürmeden önce tanrılarına
kurbanlar sunarlar ve en karmaşık dinsel törenleri gerçekleştirirlerdi.
Papaz giysileri giyecek kadar gelişmiş olmadıkları için bu törenlerde
bedenlerini kocaman yapraklarla örterlerdi.
Kutsal engizisyon
"Şvayk odadan çıktıktan sonra, üç hekim, bizimkinin, psikiyatri üstadlarının saptadığı tüm doğa yasalarına göre su katılmadık bir ahmak olduğuna karar verdiler."
"Sizin Şvayk efendi de, sorgu sırasında, mektubu sizin değil kendisinin yazdığını söylemiş. Ama el yazısını karşılaştırmak için mektubu önüne koyup aynısını yazmasını istediklerinde kağıdı kaptığı gibi ağzına atıp yutuvermiş."