pov: you're jake gyllenhaal
Dürüst olduğumu sanıyordum ama aslında düpedüz kaba ve acımasızdım. Onun bir orkide gibi eşsiz ve zarif duyarlılığını, keskin, soğuk bir orakla biçiyordum. Sevilmeye her şeyden çok gereksinimim varken, bana karşılık istenmeden sunulan bu umulmadık sevgiyi reddediyordum. Ele geçirdiğim her şey için savaşmış, yıpranmış, didinmiştim; hayatın bu sürpriz armağanının değerini bilemeyecek denli katılaşmıştım. Yüreğim nasır bağlamıştı.
Hayata dair
Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı ilk fırsatta katlederiz. Sonra da ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.
Sayfa 138 - EverestKitabı okudu
Reklam
Bartu Sarca'nın güncesinden... 01.01.2026 Kardeşim, Mutlu'm , Fırat'ım, yedinci kattan kendisini aşağıya atmadı ama atmasını isteyecek hale getirdiler. Bu hayatın doğurduğu o insanlar, o kötü insanlar hiçbir zaman tükenmeyecek. Fakat biz de bitmeyeceğiz. Söz veriyorum kardeşim, intikamın alınacak hem de misliyle. Ağlama, sen ağladıkça ben +̶+̶+̶+̶+̶+̶+̶+̶+̶+̶ parçalanıyorum. Sadece kardeş değiliz sen, biraz da oğlum gibisin artık. Belki de hep öyle gördüm bilmiyorum, biz çocuktuk ama ben senin baban olabilir miydim? Olamazdım ama yaram vardı babadan, olmak isterdim. Şimdi bir baba gibi koruyacağım seni. İ̶k̶i̶n̶c̶i̶ ̶S̶o̶k̶a̶k̶ ̶N̶ö̶b̶e̶t̶ç̶i̶s̶i̶,̶ ̶B̶a̶r̶t̶u̶ ̶S̶a̶r̶c̶a̶ ̶ "Yalnızca Bartu"
İnsanın yaşadığı sıkıntıların, felaketlerin temelinde genellikle bunlar olur. Kibir. Gurur. Korkarız, çünkü kibir yüzünden hayatın hediyesini almaya cesaret edemeyiz. Bir insanın kayıtsız şartsız sevilmeyi kabul etmesi büyük cesaret ister. Kahramanlık değilse bile cesaret. Çoğu insan sevgiyi ne almayı ne de vermeyi bilir; çünkü ödlektir, kibirlidir, korkuları vardır. Sevgi verdiği zaman utanır ve diğerine teslim olup sırrını paylaştığı zaman daha da fazla utanır. Bu üzücü sır şudur ki, insanın şefkate ihtiyacı vardır, onsuz yaşayamaz. Bence gerçek bu.
Sayfa 113Kitabı okudu
Ailenin mutlu ettiğine inanmıyorum. Hiçbir şey mutlu etmiyor. Fakat aile büyük bir görev, dünyaya ve kendimize karşı; onun uğruna hayatın anlaşılmaz dertlerine, gereksiz acılarına katlanmaya değer olması gerekiyor. Ben "mutlu" aileye inanmıyorum. Fakat orak hayatın farklı biçimlerini, insan topluluklarını gördüm: Bu topluluklarda herkes biraz da diğerlerine karşı, herkes kendi için yaşar ama bir bütün olarak, aile adı altında yine de bir arada kalırlar; bu ailenin tek tek üyeleri aç kurtlar gibi birbirinin üstüne atlasa da... Aile... İddialı bir kelime. Evet, belki de hayatın amacı ailedir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Hiçbir ekonomik sistemin, hiçbir toplum düzeninin ruhsal huzuru garantilemediğinden, bunu ancak ve sadece kendi kendimize bizim garantileyebileceğimizden. Nasıl mı ? Arzuları ve kibri yenerek. Bu mümkün mü ? Neredeyse imkansız. Belki daha sonra, hayatın çok sonraki bir evresinde. Arzular o zaman da duruyor ama içlerinde o öfke o hırs dolu sahiplik iddiası çıkıp gidiyor, her özlemin ve her doyumun içine umutsuzluk ışığı salan o heyecan ve bıkkınlık buharlaşıyor. Bilirsin işte insan yoruluyor.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.