·
Not rated
İLLE DE MAVİ / Kitap tanıtımı
Köln'de her yıl insan hakları haftası kutlanır. Her yıl kutlanır olmasını sağlayan, 2014 yılının ilk günlerinde kaybettiğimiz ve ömrünün sonuna kadar da insan hakları aktivisti olarak kalan Adnan Keskin dir. Adnan, 80`li yıllarda cezaevinden tünel kazarak firar eden ve ikinci firarından sonra yurt dışına çıkıp, ömrünün sonuna kadar Köln`de
İlle de Mavi
İlle de MaviAdnan Keskin · Ayrıntı Yayınları · 20153 okunma
Behey baba nasıl olur, Hali yârdan ayrılanın? Varır bir engine düşer, Yolu yârdan ayrılanın. Karanfilim tutmaz imiş, Gül dikensiz bitmez imiş, İşe güce gitmez imiş, Eli yârdan ayrılanın. Şahinler göğe çekilir, Turnalar yere dökülür, On beş yaşında bükülür, Beli yârdan ayrılanın.
Reklam
"Babam derdimi dil ile diyemem, dilim yanar, yazsam kalem yanar, kalem dursa elim yanar. Bana bir saz bulunsun."
dertleri unutmak için ya gezmek gerek, ya okumak...
Ben halk gözünde Kerem ile Aslı Ferhat ile Şirin'deki aşktan anlamayan kalpsiz babayım.
Sayfa 325
297 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Taaa eskiler zamanlara dayanan, okuyanın ilgisini çeken eski zaman aşkını anlatan bir hikaye. Bütün ömrü yollarda geçen dağları, ovaları, denizleri, gölleri, çölleri aşarak her gördüğü kişiye sevdiğini soran adamın hikayesi. Pasişah'ın oğlu olmasına rağmen kızını ona layık görmeyen baba Keşiş padişahın oğlunun kızına sevdalandığının haberini alınca kızını şehir şehir kaçırarak izlerini yok etmeye çalışmıştır. Ama aşık Kerem sevdasından vazgeçmemiş sevdiğini arayarak onu bulmuş ve sonunda evlenirler. Ama hesaba katmadıkları bir şey vardı. Baba Keşiş düğün sırasında damadı Kerem'e büyü yaparak kızının evliliğini baltalamıştır.
Kerem ile Aslı
Kerem ile Aslı
Anonim
Anonim
Kerem ile Aslı
Kerem ile AslıAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,327 okunma
Reklam
Aşk da değil de, Kerem ile Aslı masalında olduğu gibi adeta kurşunla vurulmuşçasına bir vurgunluk...
Sayfa 232
Ferhat'la Şirin, Kerem ile Aslı misali bir efsaneydi bu.
Sayfa 14
Aslı ile Kerem aşkında, Kerem Aslı'ya ulaşmak için bir çok bedel ödemiş ve Aslı'ya ulaşmış ama Kerem, Aslı 'ya ulaşana kadar Aslı'ya olan hasret Kerim'i binlece defa becermiş!... Böyle durumlarda; kadınlar hep erkeği beceriyor!...
Özdemir Asaf'in dedigi gibi... "Ne zaman imkansızı seversen, işte o zaman gerçek seversin." Sevginin belki de gerçek anlamı imkansızlıktır. Bu anlamı bile bile yola çıkmalı insan.Çünkü birine kavuşmak umuduyla yalnızca sevilmez. Ona dair bütün imkansızlığı da beraberinde göze alıp öyle sevebilmeli insan.Hem sevginin yarasi olmuş olmasaydı, manası hiç bu kadar derin olur muydu?Leyla'lar, Asli'lar, Kerem'ler, Menun'lar ve daha örnek sayabileceğim onlarca insan olmuş olmasa, aşkın bu denli büyük ve uğrunda bir çok şeyi göze alabilecek kadar cesur olduğunu belki de hiç bir zaman idrak edemeyecektik.Zira sevgi, cesur olmayı gerektirir. Dahası çaba...Ama bazen de ne kadar çabalarsan çabala olmuyor. Sonra mı?İmkansızlığı sevmeyi öğreniyorsun.Kalbinde derin bir yara ile yaşamayı...
Reklam
İSTEDİĞİNİ YAP...
Eskiden iyi meslekti doktorluk, Şimdinin modası mühendislik. Sana bir şey söyleyeyim mi? İyi meslek yoktur. Mesleğini iyi yapan insanlar var, Kerem ile Aslı'nın aşkı birinci. Leyla ile Mecnunun ki ondan sonra, Sana bir şey söyleyeyim mi? Büyük aşk yoktur! Aşklarını büyütebilen insanlar var mı? İstediğini yap, Çok geç kalmadan, Daha güç olmadan, İstediğini yap, Her şey bitmeden...
İnsan ne kadar çok yaşarsa yaşasın, sonunda bu yalan dünyadan ayrılıp gidecekti. Yaşanılan bu yalan ve ölümlü dünyada bir iz bırakamamak, unutulmak ne acı bir şeydi.
Âşığın mekânı olmaz, âşığa mekân sorulmaz.
Bugün e düşen kitap: EFELYA // Mehmet Binboğa Mühür Yayınları, İstanbul, Eylül 2020 ** " bir ilkokul bahçesidir gözlerin çocuklar teneffüste..." Şiirleri ve mizahi öyküleriyle tanıdığımız Mehmet Binboğa' nın ilk romanı Efelya, adından da anlaşılacağı üzere, modern zamanların gizemli ve düşsel bir aşk öyküsünü konu alıyor. Bir nevi çağdaş Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı' sını buluyorsunuz satırlar arasında. Gittikçe yalnızlaşan günümüz insanının, imkansız bir aşka sığınmasını destansı bir dille anlatmış Mehmet Binboğa. Yalın ve şiirsel dili, okuru sıkmayacak kadar uzun cümleler ve zaman zaman şiirlerle, zaman zaman ince bir mizahla bezediği sayfaları romanı daha da okunası kılıyor. Eskişehir ve İtalya betimlemeleriyle bir şehri ve bir ülkeyi okuruna ilk kez ya da yeniden gezdirerek, hem zamana hem de mekana rehberlik ediyor Mehmet Binboğa. Belli ki yayımlanmak üzere olan bu dizinin ikinci kitabı; "Şiirkentin Nar Çiçeği" ni de aynı ilgi ve heyecanla okuyacağım. Kitaptan notlar: "... Bana bak Ferhat, kafamı kızdırma; kalkar giderim! Yahu ben o kahvaltıları on yıldır hazırlamaktan bıktığım için sana aşık oldum; belki bu hayatta başka bir yaşam, başka bir ruh var sandım. Ne bileyim başka bir iklim mümkündür diye şiirlerinin peşinden sana kadar geldim. Bizim geleceğimiz yok anla artık ve "an" ı yaşa! Yok öyle kahvaltı sofraları, eşli dostlu misafirler, sanat edebiyat sohbetleri.. Unut sen bunları, öyle hayaller de kurma lütfen.. "
Ömür biter yol bitmez. Aslı'm olmadıkça bu ömür beş para etmez ...
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.