Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
toprağın safiye meryem hatice katmanları kopmuş vücutları himayesine aldı çatışmalar cephede savaş arkalardadır bundan böyle inkârcıları küçültmenin büyük bir engeli var savaş günü çattıysa açlık kimsenin aklını kanırtmayacak artık yücelerde bağlardır enginlerde asma bahçeleridir tahribata müsait mühendisler köprüleri infilâk ettirilir kıratta kuracaktır okşayış sevap değildir helal değildir ilkah bilinen dünyalarda konacak dal bulamaz dilimizden uçtuğu aşikâr olan eyvah.*
Çocukluğunun asma katında Ruhun ağrımazdı, yoktu ki ruhun
Reklam
Önemli Türk gruplarının ölülerini ağaç'lara asma geleneği,mutlaka yeniden doğuş ve aynı zamanda ölülerini göğe sunma ve onları göğe uzanan yola çıkarma umudundan kaynaklanmaktadır. Üstelik genel kanaatin aksine,eski dönemlerde bile kurban edilen atlar ağaç'ların yüksek dallarına asılırdı.
Bilgesu Yayıncılık
Sanayi devrimi ile başlayan fabrikasyon üretim, her tür eşyanın akıl almaz biçimde çeşitlenerek insanoğlunu kuşatmasıyla neticelendi. Çağdaş insan bir bakıma "eşyanın esiri"dir. "İhtiyaç"lar sunî olarak "çoğaltılmış" tır. Yatağından uykulu kalkan her fert önce akıllı telefonuna bakarak rakamların büyüsüne tabi olur.
2- ... iyilik(leri) yapma ve (haramlardan sakınma vasfı olan) takva üzere yardımlaşın. (Zulüm yapmak gibi) günah (yolunda) ve (intikamda) haddi aşmak üzere yardımlaşmayın. (Koyduğu sımırları aşma husûsunda) Allah'tan hakkıyla sakının. Şüphesiz ki Allah, (emrine isyan edenlere karşı) azab (ve intikām)ı çok şiddetli olan Záťt'tır
Sayfa 105 - el-MÂIDE SÛRE-İ CELÎLESİKitabı okuyor
Reklam
İbrahim
içimdeki putları devir elindeki baltayla kırılan putların yerine yenilerini koyan kim Güneş buzdan evimi yıktı koca buzlar düştü putların boyunları kırıldı İbrahim güneşi evime sokan kim Asma bahçelerinde dolaşan güzelleri buhtunnasır put yaptı ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı İbrahim gönlümü put sanıp kıran kim”
Asaf Hâlet Çelebi
Asaf Hâlet Çelebi
Aşırı sinir aşırı gerginlik içerir
Bir usta bir taşın mücevher mi kömür mü olduğunu anlayabilirmi soruna saatlerce dil döküp ikna ettiğim vatandaş ben bu mesleğimi 21 yıldır yapıyor gelecek nesile şef,şef yardımcısı usta yetiştiriyorum.aldığınız ürün kusurlu olabilir bu size mesleğime yetiştirdiğim yarınlara küfür,hakaret etme imkanı vermez.bir işletmenin ve o işletmede
İnsanlardan nefret ettiğin anlamına gelmez bu, ne diye onlardan nefret edesin ki? Ne diye kendinden nefret edesin ki? Keşke insan türüne ait olmak, o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi; keşke hayvanlar aleminden çıkıp açılan o birkaç gülünç adımın bedeli, sözcüklerin, büyük tasarıların, büyük atılımların o dinmek bilmeyen hazımsızlığı olmasaydı! Karşı karşıya getirilebilen başparmaklara, iki ayak üstünde duruşa, omuzlar üzerinde başın yarım dönüşüne fazla ağır bir bedel bu. Yaşam denen bu kazan, bu fırın, bu ızgara, bu milyarlarca uyarı, kışkırtma, tembih, coşkunluk, bu bitmek bilmeyen baskı ortamı, bu sonsuz üretme, ezme, yutma, engelleri aşma, durmadan ve yeniden baştan başlama makinesi, senin değersiz varoluşunun her gününü, her saatini yönetmek isteyen bu yumuşak dehşet.
"Simgecilik ve Ölümsüzlük"
Sonbahar sonlarında bir gün, atölyede "Simgecilik ve Ölümsüzlük" başlıklı konuşmamı okudum. Topluluğun bir kısmı aşağıda oturmuştu, bir kısmı yukarıdan, asma katın zeminine uzanmış ve kenarlarından kafalarını uzatmış bir halde dinliyorlardı. Konuşma algılarımızın öznel olduğu, duyduğumuz seslerin ve doğadaki renklerin ses ve ışık dalgalarının nesnel titreşimin- den başka bir şey olmadığı fikrine dayanıyordu. Konuşmada bu öznelliğin tek bir insana has özellik olmadığı, kişisel olmayan, türsel bir nitelik olduğu, bunun insan dünyasının, insan türünün öznelliği olduğu fikri savunuluyordu. Konuşmada ölen her kişilikten geriye, kişinin yaşarken topladığı ve insanlığın varolma tarihine kattığı bu ölmeyen, türsel bir öznellik payının kaldığını öne sürüyordum. Konuşmanın başlıca hedefi, ruhun bu aşırı öznel ve evrensel köşesinin ya da parçasının sanatın belki de ezeli hareket alanı ve başlıca içeriği olduğu varsayımını ortaya koymaktı.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.