— Kırmızı Kuş Konsun Yolumuza —
Çok kasvetli ve hüzünlü başlayan bir çocuk kitabı. Çizimlerde o kasveti, karanlığı iyi yansıtıyor. Dünyada maalesef bu kasvetin içinde yaşayan birçok çocuk var. Bakın sokaklardaki çocuklara, bakın küçük yaşta çalıştırılanlara. Bakın ataları soykırıma maruz kaldığı halde gözünü kan bürümüş (binlerce Netanyahu gibi) vicdansız insanlar (!) tarafından katledilen çocuklara ve acısını bile bilmediğimiz yok olan binlerce çocuğa…bu yönüyle o kasveti anımsattı bana bu çocuk kitabı. Kitabın çizimleri kasveti iyi yansıtmasının yanında sonu da bu kasveti yıkan bir umutla bitti. Çocuklar kendi yolunu çizip yaşadığımız dünyaya kapılarını kapadı. Keşke kırmızı kuş bizi de ve binlerce masum çocuğu da alıp bu acımasız dünyadan onları kurtarsaydı. Ama öyle bir kuş yok…o kuşu bekleyemeyiz. O kuş olup çocuklarımız ve içimizdeki çocuklar İçin dünyayı yaşanılır kılmalıyız. (Bknz. 
Nihan Kaya ‘nın çabalarına) çok sevdiğim yazar 
Nilgün Marmara ‘nın dediği gibi :
“Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna demiş bir çocuk!”
İçimizdeki ve dünyadaki çocuklar, öyle güzelsiniz ki bu masaldaki kırmızı kuşu koysunlar yolunuza…
Kaderinden kurtulan var mı dünyada..
Ama ne yazık ki hiç istemediğimiz şeyleri de yaşayabiliriz.
"O dünyanın en güçlü erkeği ise bende dünyanın en güçlü kızıyım."
''Evet zaman geçiyor ve yaşlanıyoruz.'' dedi Uzun çorap. ''Bu sonbaharda tam on yaşıma basacağım. Böylece yaşamımın en güzel yılları tamamlanmış olacak.''
"Seni diledikleri gibi kandırmalarına izin veremezsin..."
Bir eve girersin... dostlar arasında olduğunu sanırsın. Ama düşmanlar arasındasındır.
