Günümüzde savaşlara son verilebileceğine kim inanır?
Hiç kimse, hatta barış için mücadele edenler bile inanmazlar buna. Bizim bütün umudumuz (ki şimdiye değin boşa çıkmış bir umuttur bu), soykırımı durdurma, savaş yasalarını (savaşan tarafların uyması gereken ‘savaş yasaları’ diye bir şey vardır çünkü) ayaklar altına alıp çiğneyenleri adalet önüne çıkarma ve patlak vermesi muhtemel başka
silahlı çatışmalar için görüşmelere dayalı alternatiflerin denenmesi için baskı yaparak bazı savaşları önleyebilme
ihtimalinde yatmaktadır
.
Gençlik içime bir zehir gibi aktı. Yaşıyor olmak, hayat bana bunu enjekte etti; hep eder mi, işi gücü bu mu, kuduz aşısı gibi, mutsuzluk aşısı gibi, içine hayatı kaçırıp sonra da işte yaşatmamak, ne olursa olsun yaşatmamak, ne tuhaf.