[36] Asya ve Avrupa evrenin köşeleridir. Bütün okyanus evrenin bir damlasıdır. Athos Dağı bir parça topraktır. Bütün şimdiki zaman, sonsuz zamanın bir anıdır yalnızca. Her şey küçüktür, kolayca değişir, çabucak yok olur.
Sayfa 60 - VI. Kitap - İş Bankası Kültür Yayınları - XIX. Basım - Ekim 2023, İstanbulKitabı okuyor
26 Ağustos 1940 | Adana
Servet'ime: İNANMAK Bardaktan seni içmek, Seni teneffüs etmek havada. Dolaşmak, dolaşmak, sana dönmek: Seni bulmak yuvada. Yolumuzda aylar, yıllar, Basamak basamak. Basamakların çıkamadığı yere, Kanatlarınla çıkmak... Boşaltmak takvimden günleri, Günlerin üstünden yollara bakmak Rüzgârla esmek, sularla akmak, Baharı yollamak yollara, Alıkoymak bir Nisan tadını.. Dışarıda herkes gibi seslenmek sana, Ve koynunda söylemek asıl adını.. İnanmak, inanmak, inanmak.. Ninnilerinle uyuyup türkülerinle uyanmak.
Sayfa 66
Reklam
"İster günah olsun, ister sevap, seni seviyorum. Günahı sevabı düşünerek sevmek, şüpheli bir sevmektir. Sevgimi şüphe altında bırakma."
Sayfa 54
Atatürk, Türkiye'den uzaklaştıkça, hele Asya'ya doğru uzaklaştıkça alabildiğine büyür. Bir hürriyet ve kurtuluş dininin peygamberi olur.
SEN BİR AZ-GELİŞMİŞSİN Kıtaları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar… Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları…İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, “Ben Avrupalıyım” demeye başladı, “Asya bir cüzzamlılar diyarıdır.” Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara, ve kulağına: “Hayır delikanlı” diye fısıldadılar, “sen bir-az gelişmişsin.” Ve Hıristiyan Batı’nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir “nişân-ı zîşân” gibi gururla benimsedi aydınlarımız. #CemilMeriç #BuÜlke
PARALEL SERMAYE Paralel kelimesini de mevcut Cumhurbaşkanı meşhur etti. Gözlerden kaçan paralel bir durumu yazmam gerekiyor. Düşün dünyamız siyaset ve sermaye yalakası olduğu için bu tür konulara açılıp yazı yazamazlar. Aziz Nesin ve Uğur Mumcu yoksa iş başa düşmüştür. ✓ Birinci paralel sermaye bugün itibarını yerle bir ettiğim her
Reklam
136 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Aytmatov'un bozkır tasvirlerini o kadar seviyorum ki kendimi bahsi geçen mekanlarda at üstünde dört nala giderken hissetmeme neden oluyor. Bu yüzden şimdiye kadar okuduğum kitaplarında sevmediğim tek bir tane bile yok. Bu kitap da Orta Asya'nın bozkırlarında savaşın enkazlarında hayatta kalmaya çalışan bir annenin yaşadıklarını buğday tarlasında toprağa anlatması konu ediliyor. Tolgonay ananın yaşadıkları bana Yu Hua'nın "Yaşamak" adlı kitabını hatırlattı. "Toprak Ana" II. Dünya Savaşı yıllarını, "Yaşamak" ise 60'yıllarda geçen Kültür Devrimi zamanını anlatır. Her iki zaman dilimi de dönem insanına türlü sıkıntı ve cefa getirmiştir. İnsanlar aç kalmış, sevdiklerini yitirmiş ancak bunu ne için yaşadıklarına bir anlam verememiştir. Kimin için katlanmışlardır bunca acıya? Bu soruya cevap arayarak belki birçokları hayatını yitirmiştir. Bu sebeple Tolgonay ana ile Fugui sevdiklerinin akıbeti konusunda aynı kaderi paylaşan iki insan. Tolgonay ana da tıpkı Toprak Ana gibi büyümüş büyütmüş ve sonunda bağrına taş basmak zorunda kalmış güçlü bir karakter. Hayat kendisine ve sevdiklerine türlü sıkıntılar verse de ayakta kalmayı başarabilmiş biri. Pes etmemek gerektiğini bu da gelir bu da geçer ağlama misali kendisine bahşedilen ömrü yaşamak mecburiyetinde kalmıştır. Hayatına kim girdi ise onunla yaşamış onunla defalarca ölmüştür. Kısa ama öz bir okumaydı. Başta da söylediğim gibi Aytmatov kitapları hiç pişman etmiyor beni.
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261.8k okunma
Anadolu Nedir, Neresidir? Önce “Anadolu İrfanı" ibaresindeki Anadolu kavramına eğilelim. Açıktır ki bu kavram, bugün açıklayıcı olmaktan çok muğlaklaştırıcı bir çağrışıma sahiptir. Türkiye sınırlarını esas alırsak Anadolu, topraklarımızın Asya'da kalan kısmıdır. Büyük bir yarımadadır. "Anadolu" kavramı Bizans döneminde ortaya çıktı. Bu deyim, Bizanslılar'ın "güneşin doğduğu yer" anlamında kullandıkları Yunanca “anatoli" kelimesinden türemiştir. Çünkü Anadolu, Bizans'ın doğusu, yani güneşin daha erken doğduğu coğrafyadır. Sonraları “Anatolia" kelimesi Türkçe'de “Anadolu" şeklini aldı.
Türkiye sınırlarını esas alırsak Anadolu, topraklarımızın Asya'da kalan kısmıdır. Büyük bir yarımadadır. Anadolu kavramı Bizans döneminde ortaya çıktı. Bu deyim, Bizanslılar'ın güneşin doğduğu yer anlamında kullandıkları Yunanca anatoli kelimesinden türemiştir. Çünkü Anadolu, Bizans'ın doğusu, yani güneşin daha erken doğduğu coğrafyadır. Sonraları Anatolia kelimesi Türkçe'de Anadolu şeklini aldı.
Arif Nihat Asya
"Yürü; hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın? Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın! Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden Senin de destanını okuyalım ezberden Haberin yok gibidir taşıdığın değerden Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın! Yüzüne çarpmak gerek zamânenin fendini! Göster: kabaran sular nasıl yıkar bendini! Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini!"
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.