Savaşın olduğu yerde önemli olan vicdandı. Kalplere vabeste vicdan. Vicdan hükmünü yitirince insanın hangi dinden, hangi ırktan, hangi düşünceden olduğunun da kıymeti kalmıyordu.
Yapılan zulmü görüp de mâni olma imkânına kavuşamamak bir lütuf değil, bir zulüm sayılırdı. Adaletsizliği düzeltemeyecek, şiddetin ve savaşın önüne geçemeyecek olduktan sonra bunlara şahit olmanın adına nimet denilemezdi.