MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 'Ü ANMA GÜNÜNDE BİR ŞİİR YAZALIM.EN GÜZEL ŞİRLER ATAMA GELSİN.... Sarı Saçlım Mavi Gözlüm Sana Hasret Sana Vurgun Gönlümüz Neredesin Mavi Gözlüm Nerde Nerde Nerdesin Dost Bu Gemi Bu Karadeniz
"Sadece ilk on sayfası dolu ajandaları düşündüm, ucu zamansız kırılan kurşunkalemleri, plastik saksıdaki menekşeye aşık kedileri, atama bekleyen öğretmenleri, şiirinin kaderinde yanan şairleri rakı kadehinde yüzen erikleri."
Reklam
2002 itibariyle terör örgütü yenilmişti, Akp'nin iktidarı devraldığı 2002'de sadece iki şehidimiz vardı, olağanüstü hal kaldırılmıştı. Analar ağlamasın sloganıyla başlatılan açılım politikasıyla, Pkk'yla müzakere masasına oturuldu, terör hortladı. Sırf 2015 senesinde 423 şehit vardı. Güneydoğu'da içsavaş manzaraları yaşanıyordu, şehir merkezlerinde apartmanlara tanklarla ateş edilir hale gelmişti. 2015 senesinde, Türkiye'de bombalarla hayatını kaybeden sivillerin sayısı yüzde 7 bin 682 artmıştı! Bu arada... Ataması yapılmayan 350 bin öğretmen, atama bekliyordu!
Sayfa 327Kitabı okudu
...plebde hiç ölçü yoktur; eğer korkudan titremiyorsa dehşet vericidir; pleb mütevazı bir köle ya da kendini beğenmiş bir yöneticidir; onun için hakikat yoktur, yargıda bulunmaktan âcizdir, vb. Bense doğanın herkes için aynı ve herkeste ortak olduğunu söylüyorum. Ama güç ve aşırı incelik bizi yanıltır; sonuç olarak da aynı şekilde eylemde bulunan iki insan konusunda, eylemler birbirine benzemediğinden değil de failleri farklı olduğundan, bir kişi için mubah olduğunu söylediğimiz bir şeyin bir başkası için yasak olduğunu söyleriz. Kendini beğenmişlik yöneticilerin doğasında vardır. Bir yıllık bir atama insanları kibirlendirmeye yeterliyse, ebedi onurlara göz koyan soyluların durumu ne olacak? Ama onların kendini beğenmişlikleri şatafatla, gösterişle, israfla, belli bir kusur tutarlılığıyla, bir tür âlimane akılsızlıkla ve kibar bir ahlaksızlıkla süslenir; bu yüzden ayrı ayrı düşünülürse, tüm çirkinlikleri ve alçaklıkları içinde ortaya çıkacak kusurlar, cahil ve saf insanlara belli bir görkeme sahipmiş gibi görünür.
Sayfa 68 - Dost Kitabevi
Kur'an'da peygamberin ''halefi'' veya ''vekili'' anlamında bir halifelik yoktur (...) Peygamberlerin kendini atama hakkı olmadığı gibi vekil bırakma hakkı da yoktur
Sayfa 284Kitabı okudu
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 22 hours
Okuduğum ilk Bulgakov kitabı ve kesinlikle son olmayacak. Yazım dili o kadar sade ve tatmin edici ki okurken kendimi tüm o hastaların ve doktorun yanında hissettim... İlk atama yeri ücra bir yer olan doktorun, 1915 yılında yaşadığı deneyimler, hastalarının inançları, ve devrimin getirdikleri; hava şartları ile mücadele dolu zorlu bir hayatın kısa kısa hasta hikayelerini okurken, onun mücadelesini, kendine olan güvenini ve içsel çelişkilerini, sanki hastanenin gizli bir köşesinden izliyormuşum hissini yaşadım... Genç doktorun başından geçenleri okurken kimi zaman endişelenerek, kimi zaman gülümseyerek ama özellikle son bölümü üzülerek okudum. O dönem insanların özellikle cerrahi müdahaleden ne kadar korktuklarını, batıl inançlarını, hem doktora gelip hem de yapılacak işlemleri kabul etmekte zorlandıklarını Bulgakov mesleği gereği çok iyi gözlemleyip, aktarmış... Okumak isteyenlerin bir an önce okumalarını tavsiye ederim...
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201524.8k okunma
Reklam
Hüseyin Nihal Atsız
TAYMA: “Kürşat’ın Sofrasında” Atsızlığı nam eden yiğitlerim atlansın; Kor taşıyan avuçlar,pas çözsün ,pusatlansın! Yıkılsın Ergenekon;yurtlarım azatlansın! Hainlere kargışlı,kahpe acun dar olsun!
Cumhurbaşkanının 3 temel yetkisi olacaktır: 1-Bakanlıkların ve teşkilatların kurulması ve yetkilendirilmesi bakanlıklarınmerkezi ve taşra teşkilatlanması hususu da tamamen cumhurbaşkanına bırakılmış bir alan oluyor. 2-Bağımsız düzenleyici kurumların kurulması 3-Üst kademe bürokrasinin atanması-atama kriterlerinin belirlenmesi Cumhurbaşkanı isterse atama kriterlerini azaltabilir hatta tamamen kendi takdirine bırakabilir
Sayfa 52 - Palme YayınlarıKitabı okudu
68 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 8 days
edebiyatın siyasetle kirletilmeyeceği kadar özel olduğu düşüncesindeyim. dergiyi alma sebebim zülfü livaneli ve mercan dedenin yazdıklarını merak etmemdi. tarık tufanın yazısını çok beğendim. ancak sevan nişanyanın yazdıkları bu dergiyi bir daha almamam gerektiğini gösterdi. düşünce ve ifade özgürlüğü başka birşey bir millete bir topluma hakaret etmek çok başka birşey. kendisi ingilizce öğretmenlerin yetersizliğinden bahsetmiş eğitim sistemini eleştirmesinde bir sakınca görmedim buraya kadar kendisiyle aynı fikirdeydim. meb in yurt dışından 40.000 öğretmen almayı planlamasını ütopik bir fikir ama heyecan verici bulmuş. bu yetersizliğin nasıl giderileceği üzerinde durmamış, öğretmenlerimizin ne yapması gerektiğinden bahsetmemiş. dahası dört gözle atama bekleyen öğretmenlerimiz yerine 40.000 öğretmenin yurt dışından getirilmesi. en hadsiz yorumu da şu: bu yurt dışından gelen öğretmenler sayesinde EŞEK AHIRINA HAPSEDİLMİŞ MİLYONLARA NEFES BORUSU UZATMAKMIŞ... ne demek bu şimdi dil bilmeyen insanlar eşek ahırında mı yaşıyor bu nasıl benzetme. eğitim sistemini eleştirmiş olsa sadece desteklerdim yazısını. ancak bu halka yapılmış bir saygısızlıktan ibaret.
Tuhaf Dergi - Sayı 1
Tuhaf Dergi - Sayı 1Tuhaf Dergi · Tuhaf Yayıncılık ve Yapımcılık · 2017194 okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bu sefer yorumuma farklı bir şekilde başlayacağım çünkü Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’e olan derin şükranlarımı belirtmeden bu kitabı yorumlayamam. Bugün birilerinin dört karısından biri değilsem, kanun önünde erkeklerle eşit haklara sahipsem, seçebiliyor ve seçilebiliyorsam, bir yerden başka bir yere kendi başıma seyahat edebiliyorsam – bu konuda çok daha fazla örnek sayabilirim - kısaca “İNSAN” olarak yaşayabiliyorsam bunu Atama borçluyum. Neden bu şekilde bir giriş cümlesiyle başladığımı kitabı okuyanlar mutlaka anlamışlardır. Okumayanlar için kitap Afganistan’ın yüz yıl öncesini ve bugünü anlatıyor. Shekiba ve Rahima; kitabın iki kadın kahramanı. Sıradan çıkma ve kabuğunu kırma cesaretini gösteren iki kadın. Kaderlerini değiştirmek için çabalayan iki kadın. Dayaklardan, acılardan, hem fiziksel hem ruhsal işkencelerden geçmiş iki kadın. Kitabın konusunu uzun uzun anlatmayacağım ama mutlaka her kadının, hele ki Cumhuriyet’in kıymetini bilmeyen her kadının okuması gerek.
Kabuğunu Kıran İnci
Kabuğunu Kıran İnciNadia Hashimi · Lemur · 20151,219 okunma
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.