Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Büyük kardeşim şöyle derdi: kendi ölçülerini bulan bir millet, engeller deviren bir ırmağa benzer. İrade karşısında gerilemeyen, benzi sararmayan hiçbir tehlike yoktur.
Şeytan Tanrı'da Benim Diyordu? Hala Diyor! İnsan olmayanı ya da olmak istemeyeni zorla insan yapacak durumda değiliz. Herkes kendi yolundan gitmeye serbesttir. Türk'ün içinde yaşayıp düzenini bozmaya kalkmayı, onu kendine kul köle etmeye kalkmayı kabul etmiyoruz. Ne zaman kabul etti ki Türkler? Bizi yaratan Tanrı kendini tanrı
Reklam
"Hem senin gözlerin Atatürk gibi..." "Atatürk mü?" dedi Gökçen şaşkın şaşkın. "Evet Atatürk," dedi Murathan. "Onun gözleri de seninkiler gibi mavi."
Başkumandanlık Kanunu
Baskent Ankara tehdit altindaydi ve Eskişehir başta olmak üzere pek çok yer Yunanlar tarafından işgal edildi. Büyük bir moral bozuklugu oluşmuştu. İşte o sürecte Meclis'te sert tartışmalar yaşanıyor. Özellike muhalif milletvekilleri Mustafa Kemal Paşa'nin ordunun basina geçmesini istiyorlar. Bir sorumlu ariyorlar. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa başkumandanlık teklifini kabul etmiştir. Ancak bazi şartları oldugunu da söylemistir. Bunun üzerine Baskumandanlik Kanunu çikarilmis ve 5 Agustos 1921'de Mustafa Kemal Pasa'ya baskumandan yetkisi verilmistir.
Sayfa 196Kitabı okudu
2. İnönü muharebesi
Mustafa Kemal Pasa Ismet Pasa'ya hitaben "Siz orada yalniz düşmanı değil milletin makus talihini de yendiniz. Istila altindaki topraklarimizla beraber bütün vatan, bugün en ücra köselerine kadar zaferinizi kutluyor” seklindeki ünlü mesajini yazmistir.
Sayfa 192Kitabı okudu
İstiklâl Mahkemeleri
İstiklâl Mahkemeleri Milli Mücadele ve Cumhuriyet dönemlerinde faaliyet gösteren devrim mahkemeleridir. Genel anlamda ülkenin bagimsizligina ve bütünlügüne yönelmiş tehditleri ortadan kaldirmak amaciyla kurulan bu mahkemelerde TBMM tarafindan görevlendirilmis kisilere olaganüstü yargilama yetkileri vermistir. Milli Mücadele döneminde mahkemelerin ana calisma konusu asker kaçaklari, bozguncular ve is birlikçilerken, Cumhuriyet yillarinda isyanlar ve devrim karşıtlığıdır.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
Çerkeş ethem milli ordu ile girdiği mücadeleyi kaybederek yunan ordusuna sığınmıştır.
Sayfa 184Kitabı okudu
Basta "Anzavur Ayaklanması" olmak üzere, Milli Mücadele döneminde vuku bulan iç ayaklanmalar TBMM Hükümeti'ni fazlasıysa zorlamisti.
Sayfa 183Kitabı okudu
Franklin-Bouillon'un savaşın sonunda "kagni kamyonu yendi sözü; umumi direnişin inatla yapıldığını ve kazandığını ifade eden sözüdur. Ayrıca Türk milli davası ilk kez Bati devletlerinden biri (Fransa) tarafindan tasdik ve deklare edilmiş oldu.
Sayfa 174Kitabı okudu
·
Puan vermedi
Gazi ve Fikriye
youtu.be/rzVhLQTukAs?si=... "Beni iki kadın çok sevdi:Biri yalnız ben olduğum için ,öteki mevkim için."(Mustafa Kemal) Ah Fikriyem... Göz yaşlarım aktı kitabın 273. sayfasına bu nasıl ölümüne bir sevda Fikriyem... Seni o kadar çok sevdim ki seni ve aşkını... Cumhuriyetin kuruluş sancıları içerisinde gizli bir sevdayı anlatmış bu tarihsel roman, aslında kitap tarih ağırlıklı olmakla birlikte bir taraftan da bu saf sevgiyi bize ince ince hissettirdi. Latife Hanım Atatürk'ü,Fikriye Hanım ise Mustafa Kemal'i sevmişti.
Gazi ve Fikriye
Gazi ve Fikriye
Gazi ve Fikriye
Gazi ve FikriyeHıfzı Topuz · Remzi Kitabevi · 2001995 okunma
Reklam
Mustafa Kemal Graziani'ye şöyle demiş: "Türk milletinin fevkalade meziyetleri vardır. Fakat ne yazık ki onu karanlık ve cehalet içinde bırakıyorlar. Millet pratik bir şekilde modern maarife susamıştır. Rejim, iktisadi hayatın hiçbir cephesinde millet ve devletin faaliyet göstermesine müsade etmiyor. Hâlbuki Türkiye'nin nefes alması, ilerleyebilmesi ve mazhar-ı hürriyet olması için her şeyden evvel Türk milletinin maneviyatını yükseltmek ve onu taassuptan kurtararak faal bir kudret iktisap etmesine çalışmak lazımdır. Millet cahil dervişlerin elinden tahlis olunmalı ve bunların yerine iyi tahsil görmüş, laik profesörler getirilerek işin başına geçirilmelidir. Hülasa, milletin daha pek çok şeye ve inklablara ihtiyacı vardır. Millet aile ve toplum hayatında doğu düşünce tarzından sıyrılmalıdır. Türk halkının gerçeği görüp kavrayabilmesi için pek çok büyük reformlar gerekir."
Atatürk yalnzıca siyasal iktidarın dine dayalı olmasına karşıdır.
Sayfa 55 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.
Kısa bir misal:
Umumi harpte bir ordunun ba şında idim. Türkiye'de diğer ordular ve onların kumandanları vardı. Ben yalnız kendi ordumla değil, öteki ordularla da meş gul oluyordum. Bir gün Erzurum cephesindeki hareketlere ait bir mesele üzerinde durduğum sırada yaverim dedi ki: "Niçin size ait olmayan meselelerle de uğraşıyorsunuz?" Cevap verdim; "Ben bütün orduların vaziyetini iyice bilmezsem kendi ordumu nasıl sevk ve idare edeceğimi tayin edemem. Bir devlet ve milleti idare vaziyetinde bulunanların daima gözönünde tutmalan lazım gelen mesele budur. Bu münasebetle muhterem misafinmize şunu diyeceğim: ben düşündüklerimi sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda lüzumlu olmayan bir sırı kalbimde taşımak iktidarında olmayan bir adamın. Çünkü ben bir halk adamıyım. Yanlışım varsa halk tekzip eder. Fakat şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni tekzip ettiğini görmedim."
Onun için ben sevdiklerime şunu tavsiye ederim:
Milletleri sevk ve idare eden adamlar, tabii evvelâ kendi mil- letinin mevcudiyet ve saadetinin amili olmak isterler. Fakat aynı zamanda bütün milletler için ayı şeyi istemek lazımdır. Bütün dünya hadiseleri bize bunu açıktan açığa isabet eder. En uzakta zannettiğimiz bir hadisenin bize bir gün temas etmeyeceğini bilemeyiz. Bunun için beşeriyetin hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir uzvu addetmek icabeder. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan bütün äza müteessir olur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.