Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
Atsız Tekrar Süleymaniye Kütüphanesinde: Atsız aleyhindeki konuşma ve yayınlar nihayet 1952 Mayıs'ında semeresini (!) verecektir. Olaylar şöyle gelişir: "Türk Milliyetçiler Derneği, 3 Mayıs kutlamalarına katılması ve bir konferans vermesi için Atsız'ı Ankara'ya davet etti. Konferansın konusu 'Devletimizin Kuruluşu'
Reklam
Türkçülüğe ve Atsız'a karşı olanlar, 1944 Irkçılık-Turancılık Davası'nı da hâlâ unutmamışlardı. Davayı unutturmamaya ve daima taze tutmaya çalışıyorlardı. Daha Atsız'ın öğretmenliğe iade edilmesi ve Orkun'da yazmaya başlaması ile harekete geçilmiş ve yeniden aleyhinde yazılar yazılmaya, davalar açılmaya başlanmıştı. Akşam
Bayar niçin İttihatçılığın yüz karasıdır? İşte bu sebepten:
10 Mayıs tarihli Cumhuriyet gazetesindeki haberinde Mekki Sait Esen ise "sağ ve sol tahriklere karşı yeni tedbirler" den bahsediyor; bu konuda CHP ile DP arasında "müşavere yapılması"nın beklendiğini söylüyor; Menderes ile CHP Meclis Grubu başkanlarından Avni Doğan'ın bir görüşme yaptığını belirtiyor ve konu hakkında daha tafsilatlı bilgiler veriyordu: "... Bu arada devamlı şekilde politika ile uğraştığı ileri sürülen Milliyetçiler Derneği hakkında takibata geçilmiştir... Gene bu derneğin tertibi ile Ankara'da bir lisedeki konuşmasından dolayı Haydarpaşa lisesi öğretmenlerinden Nihal Atsız, öğrendiğimize göre, Bakanlık emrine alınmaktadır. Kendisi ile görüştüğümüz Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri hadise dolayısı ile gerek öğretmen, gerek Atatürk lisesinin salonunu bu tertibe açanlar hakkında gerekli soruşturmanın yapıldığını teyit etti. [Nejdet Sançar'ın verdiği bilgiye göre, “Başmüfettiş İrfan Alıcıoğlu tarafından yapılan soruşturma sonunda, Atsız'ın konferansının ilmî bir konuşma olduğu anlaşıldı. Bu hadise ile zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar da alâkadar olmuştu.” Bakan Tevfik İleri, teftiş sonunda, konferansta suç unsuru bulunmadığını bildirince Bayar “Ben bilmem. Çoluk çocuğu aç kalsın ki, aklı başına gelsin!" diye diretmiş. İleri, “Beyefendi! Bu gençler, hiç değilse Halk Partisi'ne karşılar." deyince de Bayar "Onların Halk Partisi'ne karşı oldukları yerde ben Halk Partisi ile beraberim." diye cevap vermiş (Ötüken 109, Ocak 1973: 9).]
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Antep Harbi Özelinde Milli Mücadele
Milli Mücadele’nin önemli başarılarından biri olan Antep Savunması, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında da büyük bir yeri vardır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk; "Ben Anteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki, onlar yalnız Antep'i değil tüm Türkiye'yi kurtardılar." sözüyle bunu dile getirmiştir. Antep Harbi’ne Yeniden Bakmak
Antep Harbi’ne Yeniden Bakmak
Antep Harbi’ne Yeniden BakmakHasip Saygılı · Timaş Yayınları · 07 okunma
Descartes’in eseri Methode’usu Atatürk’ün isteğiyle Türkçeye çevrilerek, Milli Eğitim Bakanlığınca bastırılmış, akılcı düşüncenin bir diğer temsilcisi Kant hakkında, Bakanlıkça Kant ve Felsefesi adlı bir inceleme yayımlanmıştır.
Reklam
Türkçülüğe ve Atsız'a karşı olanlar, 1944 Irkçılık-Turancılık Davası'nı da hâlâ unutmamışlardı. Davayı unutturmamaya ve daima taze tutmaya çalışıyorlardı. Daha Atsız'ın öğretmenliğe iade edilmesi ve Orkun'da yazmaya başlaması ile harekete geçilmiş ve yeniden aleyhinde yazılar yazılmaya, davalar açılmaya başlanmıştı. Akşam
29.5.35'te (29 Mayıs 1919) Pasinler kazasının Isısu köyü civarında biri gövdesinden ikiye ayrılmış, diğeri altı yerinden süngü ve kurşunla yaralanmış, yaklaşık on beş yaşındaki bir çocuğun da burun, ağız ve kulakları kesilmiş olmak üzere vahşice ve gaddarca katledilmiş üç Müslüman cesedi bulunmuştur. Tahkikat neticesinde bu üç şehidin Narman
Sayfa 374 - Harbiye Nezâreti’ne (12 Haziran 1919) - *Çözülmemiş şifre olduğu anlaşılmaktadır. (Y.N.)Kitabı okudu
Sivas ve civarında evvelce bulunan Ermenileri ve daha sonra gelen mültecileri tehdit edecek hiçbir hadise olmamıştır. Sivas'ta ve ne de civarında endişe verici hiçbir hal yoktur. Herkes sessizce kendi işiyle gücüyle meşguldür; bunu kesin olarak arz ve temin ederim. Dolayısıyla İngiliz notasındaki istihbarat kaynağının ne olduğunu bilmem lazımdır. İzmir'in ve Manisa'nın işgali üzücü haberi üzerine Müslüman halkın yaptığı ve Hıristiyan unsurlar hakkında hiçbir düşmanlık fikri gütmeyen toplantılardan belki bazılarının ürkmüş oldukları hatıra gelebilir. İtilaf devletleri milletimizin haklarına ve bağımsızlığına bağlı kaldıkça ve millet, devletin bütünlüğünün dokunulmazlığından emin bulundukça Gayrimüslim unsurların korkuya kapılmasının hiçbir sebebi yoktur. Ve bu konuda devlete karşı her türlü sorumluluğu üzerime alır ve buna tamamıyla güvenilmesini istirham ederim. Fakat bağımsızlık ve milli varlığı yok edip hayatın bekasını tehlikeye düşüren işgal kastı ve düşmanlık gibi İzmir havalisinde görülmekte olan olayların benzerlerinin ortaya çıkmasına karşı ne milletin heyecan ve vicdani üzüntüsünü ve ne de buna dayanan milli gösterileri engellemek ve durdurmak için kendimde ve kimsede kudret ve takat göremeyeceğim gibi, bu yüzden ortaya çıkacak vaka ve hadiseler karşısında sorumluluk kabul edebilecek ne kumandan ne mülkiye memuru ve ne de hükümet tasavvur ederim.
Sayfa 354 - Harbiye Nezâretine (3 Haziran 1919)Kitabı okudu
TARİHLER VE OLAYLAR (1950-1960) 02 Nisan 1950: Milliyetçiler Federasyonu kuruluyor. 14 Mayıs 1950: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının sonu. Seçimi Demokrat Parti kazanıyor. 21 Eylül 1950: Atsız, Haydarpaşa Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayin ediliyor. 04 Ekim 1950: Türkçüler Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu. Başkan: Nihâl Atsız. 06
Reklam
Mustafa Kemal'in doğuda ruslara karşı savaşırken tuttuğu günlüktendir..
21 Kasım 1916 Salı ''... Bazı nokta-i askeriye (Terbiye-i Ruhiye ve Ulusal-i Müaşeret-i Askeriye) hakkında bir eser yazayım. Bunun için Fransızca bildiğim bir eser var. Onu da evvela okuyayım ve bu zemine ait esaslı sualleri umum zabitane vazife olarak vereyim. Mühim noktalar hakkında bazı büyük kumandanların mütalaasını talep edeyim.''
Eşlerde, dışarıya taşabilecek duyguları ve eğilimleri boğmak için tedbir alalım: İslamiyette uygulanmakta olan tesettür, kadınların kocalarından başka erkekle katiyen temasa gelmemeleri ve dış hayata sahip olmamaları, bir dereceye kadar kadınları durdurur, fakat erkekler için, bugünkü medeniyet zemininde bir engel icat etmek zor... Gerçi onları ciddi ve sürekli çalışma içinde bulundurmak suretiyle meşgul etmek hatıra gelir. Pek güzel, o kadar ciddi ve yorucu çalışmadan sonra, son asrın ilerlemesi ve medeniyetin ışıklarıyla ve dimağı aydınlanmış bir erkek, işinden doğru evine gelip kapanmak suretiyle yarın için icap eden zevk ve çalışma kuvvetini kazanabilir mi?… Biraz hava, biraz müzik, biraz tiyatro, kısacası bir hayat arzu etmez mi?... Bu doğal ve medeni gerekleri tatbik ederken yanında karısı bulunmazsa, bu eksiği telafi etmek lazım gelmeyecek mi? Çünkü bir erkek için kadın huzurundan, kadın sözünden, kadın refakatinden mahrum bulunmak bir eksikliktir, bu mutlaka tatmin olunur. Fakat evde erkeksiz kalacak kadın için erkek ihtiyacı aynıdır... Ruh ihtiyacıdır ve önemli olan budur. Sonra, bu derece sıkı şartlara bağlı olarak yaşayacak kadınlarımızın hayat hakkıııda, medeniyet hakkında, hürriyet hakkındaki fikirleri, ihtisasları ne olabilecektir?
Sayfa 189 - Karlsbad’da Geçen Günlerim (30 Haziran 1918-28 Temmuz 1918) - 6 Temmuz 1918, CumartesiKitabı okudu
Tarih, tarihe hizmet etmiş olanları yaşatmakla vazifesini görür.
Bir gün bir yabancı gazete yazarının, “Garplıların nelerini milletiniz için almak istersiniz?” sorusuna şöyle bir yanıt vermişti: "Biz Garp medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz"
• SON - BİR GRİ PROPAGANDA - SÖZDE "ATATÜRK" FİLMİ HAKKINDA!
- 2023 Yılında bir film vizyona girdi, büyük bir fonlanma ile, büyük bir bütçe ile, Adı 'ATATÜRK' ancak yalnız filmin adı "Atatürk" filmdeki şahıs yalnızca bir kurgusal karakter başka hiçbir şey değil! - Gelin filmin vizyona girmeden önceki sürece bakalım: Filmin yapımını, ücretlerini "Disney" üstlendi, bir Amerikan
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.