Atatürk'ün yanına işaret koyduğu satırlar.
Kral Merikara'ya babası kral: ''Kuvvetli olmak için konuşmalarda bir sanatkar ol, zira bir kral için lisan bir kılıçtır ve konuşmak savaşmaktan daha etkilidir.'' Bunda akıllı olanı şaşırtan bir şey yoktur... Akıllı bir kral, büyükler için bir okuldur... Onun başına hiçbir bahtsızlık gelmez. ''Gerçek ona karışmış olarak gelir.'' eskilerin dediği gibi. Kral örnek olduğu zaman dalkavuklar gayrette ve inisiyatif almada yarışırlar. Yüksek memurlar için: ''Dinlerken iyi, konuşurken dürüst, düğümleri çözerken becerikli olmalıdırlar.'' denilmektedir.
Sayfa 158 - cilt XIII.Kitabı okuyor
Atatürk'ün yanına işaret koyduğu satırlar.
Bu ülke tamamen kaybedilmiş vaziyettedir, kimse onunla ilgilenmemektedir, kimse ondan bahsetmemektedir, kimse onun için ağlamamaktadır. Öyleyse ülkeye ne olmuştur? Güneşin yüzü örtülmüştür ve artık hiç parlamamaktadır... Mısır nehri boşalmıştır nehir artık kuru ayakla bile geçilebilmektedir... Var olan her şey kaybedilmiş, ülke sefalete doğru küçülmüştür. Düşmanlar doğuda ayaklanmış, Asyalılar ülkeye girmiştir... Çölün yırtıcıları Mısır'ın nehrinden su içmektedir. Bu ülke hırsızlar tarafından çalınmış bir durumdadır ve ne olacağını da kimse bilmemektedir. Ben bu ülkeyi elem ve acı içerisinde görüyorum. Bu ülkenin hiçbir zaman başına gelmemiş olanlar, şimdi gelmiş durumda.
Sayfa 122 - cilt XIII.Kitabı okuyor
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk'ün düşünce yapısını etkileyen olaylar,düşünürler, yazarlar ve kitaplar söz konusu olduğunda, onun salt bir olayın ya da bir düşünce akımının izleyicisi olmayıp, değişik görüş ve düşüncelerden kendine özgü bir bileşkeye ulaşmış olması dikkati çeker.
Zamanında kitaplar karıştırdım. Hayat hakkında filozofların ne dediklerini anlamak istedim. Bir kısmı her şeyi kara görüyordu. “Mademki hiçiz ve sıfıra varacağız, dünyadaki geçici ömür sırasında sevinç ve mutluluğa yer bulunmaz” diyorlardı. Başka kitaplar okudum, bunları daha akıllı adamlar yazmışlardı. Diyorlardı ki: “Mademki sonu nasıl olsa
Atatürk'ün altını çizdiği satırlar.
Ahlak ve erdem sahibi hükümdarlar bulunabilir, fakat baskı rejimlerin de ulusun da erdem sahibi olması güçtür.
Sayfa 222 - cilt VIII.Kitabı okuyor
Atatürk'ün altını çizdiği satırlar.
Hobbes'un fikrine göre kaynakta cisimden başka bir şey yoktur. Maddeden meydana gelen bütün olaylar ise hareketten başka bir şey değildir. Güzellikler bile dimağın hareketinden başka bir şey değildir. Şu durumda herhangi bir hareket, yaşamı oluşturan ödevlerin tümüne uygun düşerse ona zevk, aksi halde elem denir. Zevk arzuyu ve bundan dolayı da yayılma ve araştırmayı gerektirir. Elem ise aksine toplanmayı ve kaçmayı çağrıştırır. İstek ve bu arada kuvvetli bir arzudan diğer arzulara üstün gelen bir eğilimden başka bir şey olmadığından, zorunlu olarak faaliyetine devam eder. Manevi hürriyet, yani bir şeyi arzu edip etmemek özgürlüğü hayaldir. Zira maddi hürriyetten başka bir şeye sahip değiliz ve o da en fazla şiddetle arzu ettiğimiz şeyi yapma kuvvetini bize verir.
Sayfa 215 - cilt VIII.Kitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.