Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Lale Devri
Lale Devri'nde yenileşme bakımından kayda değer en önemli olay, matbaanın Türkiye'ye girmesidir.* ... Matbaa, Avrupa'da kuruluşundan 280 yıl sonra Türkiye'ye girebilmiş ise de uzun süre Türkçe kitap sayısında bir artış olmamıştır.* (*Esasen baskı sanatı Osmanlı Devleti'nde daha önce de bilinmekteydi. 1494 yılında İstanbul'da Yahudiler bir matbaa kurup kendi dillerinde kitap basmışlardı. 1565'de Ermeniler, 1627'de Rumlar matbaa kurmuşlardı ve kendi dillerinde kitaplar basmışlardır.) (*1730 yılından sonraki yetmiş yıl içinde 50 kadar kitap basılmıştır.)
Sayfa 38 - Berikan yayınları,1.Baskı,2008
599 syf.
10/10 puan verdi
·
34 günde okudu
Uzun süredir okumayı planladığım Nutuk’u sonunda bitirdim. Nutuk’u bitirmiş olmama sevindim fakat bu yaşıma kadar okumamış olduğum için de üzüldüm ve utandım. Nutuk’u okuduktan sonra bugüne kadar okuduğum Atatürk ve inkılap tarihi hakkındaki bütün kitaplar gözümde basitleşti. Kendime sözüm en az her 5 yılda bir tekrar okuyacağım. Sizlere tavsiyem 15 yaşından itibaren her 5 yılda bir okuyun/okutun. Nutuk, 19 Mayıs 1919 tarihi ile başlar. Biz de bu tarihten tam 100 yıl sonra Nutuk’u okumaya başladık. Atatürk’ün tarihi anlatımlarının yanında verdiği mesajlar ve öğütler günümüz için hala geçerli ve yüzyıllarca da geçerli olacak. 19 Mayıs’ta başladığımız Nutuk okuma yolculuğumda beni yalnız bırakmayan ve bana eşlik eden herkese tek tek teşekkür ederim. 29 Ekim 2023’e okuma planı yapmayın. Tekrar okuyacağız...
Nutuk
NutukMustafa Kemal Atatürk · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202327,7bin okunma
Reklam
Atatürk'ün Antonesku'ya Verdiği Mülâkattan Bir Bölüm (17.03.1937)
Vaktiyle kitaplar karıştırdım. Hayat hakkında filozofların dediklerini anlamak istedim. Bir kısmı herşeyi kara görüyordu. "Mademki hiçiz ve sıfıra varacağız dünyadaki muvakkat (geçici) ömür esnasında neşe ve saadete yer bulunmaz" diyorlardı. Başka kitaplar okudum, bunları daha akıllı adamlar yazmışlardı. Diyorlardı ki: "Mademki sonu nasıl olsa sıfırdır, bari yaşadığımız müddetçe şen ve şâtr olalım." Ben kendi karakterim itibarıyla ikinci hayat telâkkisini tercih ediyordum, fakat şu kayıtlar içinde: Hayatta tam zevk ve saadet, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, saadeti için çalışmakta bulunabilir.
Kimya kitabı da okumuş, sağlığa ilişkin kitaplarda. Ve kaliteli cümleler...
Genç görünüme sahip olmak ve bunu korumak için genç tutumu benimsemek gerekir: Dik durun, baş yukarıda, bakışlarınız dik, parlak, içten olsun; konuşmanızı denetleyin;sesiniz tınılı olsun. Kelimeleri, üzerine basarak söyleyin. Giyim tarzınızı denetleyin. Ne dede gibi ne de nine gibi giyinin. Kendinizi ne giysilerinizde, ne bakımınızda, ne de saçınızın ve sakalınızın kesiminde ihmal etmeyin. Genç görünümlü ve karakterli olarak kalmak için; genç fikirli kalmak, genç fikirlerle yaşamak, gençliği incelemek ve sıkça görüşmek gereklidir. Uyanık ve isteksiz bir adam olarak değil, sanki sizin önünüzde hala pek çok yıl ve yapılacak pek çok iş varmışçasına düşünün ve davranın.
353 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
İlk defa anı türünde bir kitap okudum ve düşündüğümün aksine çok akıcı ilerledi. Yazarın yaşadığı büyüdüğü çevre şaşırtmayacak gibi değil. Kimler yok ki kitapta: Atatürk, Necip Fazıl, Sait Faik, Cevat Şakir, Falih Rıfkı, Halide Edip, Ruşen Eşref, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Aziz Nesin... Daha nicesi hakkında ilginç bilgilere rastladım. Edebiyata ilgisi olan, bu kişileri az çok tanıyanlar için daha zevkli olacaktır okumak. Üslup bakımından çok samimi. Bazı noktalarda oldukça zıt olsak da yazarla, fikren beğendiğim, gülümseten çok nokta oldu. Ara ara tekrar sayfalarını yoklayacağım kitaplar arasına girdi.
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211,4bin okunma
Dünyada en büyük gurur kaynağım Türk yaratılmış olmamdır. Bu kadar tarih okudum, Türk ulusu kadar kahraman, dürüst, iyi yürekli, zeki ve sağ duyu sahibi ve Türk ulusu kadar büyük ve zengin bir tarihe sahip ulus görmedim. O kadar ulus tanıdım, bugünkü uygarlık dünyasında en yüksek dü zeye çıkmak için gereken yetenekleri kendinde ve yurdunda bugünkü kadar toplamış olanını görmedim. Türklük bende sönmeyen ve tükenmeyen bir aşktır. Her tür sevginin üzerinde bir sevgi olarak gönlümde ve göğsümde yaşar. Bütün varlığımı kavrayan bu kutsal ateşin beni yakması oldukça tatlıdır, yaktıkça bana mutluluk ve sevinç verir. Yalnızca bu ateş beni yaşatır. Türk yaratılışım dolayısıyla nasıl teşekkür edeceğimi, nasıl bir hizmette bulu nabileceğimi bilmiyorum. Belki şükran duygumu biraz olsun giderebilir diye bu eseri yazıyorum.
Doktor Rıza NurKitabı okuyor
Reklam
Ankara'dan, İstanbul Dolmabahçe Sarayı'na giderken, kitaplarının da ciddi bir kısmını yanında getirmiştir. Kitapların taşındığı sandıklar ise hayli ilginçtir. Kitaplar, cephane sandıkları içerisinde taşınmaktadır. Çok sembolik bir durumdur bu. Adeta özgürlük için verilen kanlı mücadelelerin ardından kültür ve gelişme için verilecek olan savaşın izleri vardır bu sahnede. Kitaplar cephane sandıklarında taşınır. Kültür savaşına kitap dolu cephane sandıkları ile gidilir.
Nuri Ulusu, Atatürk’ün ilk İstanbul seyahatinde yanında götürmek istediği kitapları kütüphanede karton kutulara koymaktadır. İçeri giren Atatürk’ün “Ne yapıyorsun?” sorusuna, karton kutular aldırdığını, istediği kitapları onların içine koyduktan sonra trene göndereceği karşılığını verir. Bunun üzerine Atatürk “ Dur, biraz bekle” dedikten sonra dışarı çıkar ve kısa bir süre sonra ellerinde iki cephane sandığı taşıyan ellerle geri döner. Nuri Ulusu’nun şaşkın bakışları arasında Atatürk’ün sesi duyulur: “Savaşta bunlarla cephane taşıdık, sen o zaman çocuktun, bilemezsin. Bu sandıklar benim için çok önemli. Şimdi o savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor. O da kültür ve sanat savaşımızdır ve o okumakla, kitapla olur; işte şimdi cephane taşıdığımız o sandıklara kitaplarımı koy, bu sandıklarla taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın.
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Şam'daki garnizonda basit bir nedenle kavga eden biri Türk diğeri Arab kökenli iki eri karşısına alan nöbetçi subayın, kimin haksız olduğunu bile araştırmadan, "Sen kim oluyorsun da, kavm-i necibden olan birisine hakaret ediyorsun?" diye Türk erini suçlaması ve aşağılaması, Mustafa Kemal'de İmparatorluk içerisindeki üstün kavim anlayışına karşı büyük bir tepki doğurmuş, Türklük duygularını kamçılamıştır.
Atatürk'ün en sevdiği kitaplar:
Reşat Nuri Güntekin - Çalıkuşu Gregory Petrov - Beyaz Zambaklar Ülkesinde Ziya Gökalp - Türkçülüğün Esasları Rousseau - Toplum Sözleşmesi Sevgi, saygı ve minnetle 🙏❤️🇹🇷✨
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.