Kayboluş içinde bıraktım ne varsa
Umutlar yeşermeye başlamıştı oysaki
Farkedilmez keşiş meler içinde bakmıştım Gözlerine
Gülüşüne gebe bedenimle yare?
Pare olmuş ellerimle sarmak ?
O kokuna doyamadan yanlızlaşmak
Ateşten bir gömlek.
Neden arıyorum sürekli gecenin cılız ışıklarında
Benden bir parça olmuş acını
Anlam veremediğim ne varsa sende buluyorum kendimi.
merhabalar, bazı kişisel nedenlerden dolayı esere uzun bir ara vermek durumunda kaldım ama eseri bitirdikten sonra genel değerlendirmemi rahatlıkla yapıyorum.
Sinekli Bakkal eserini okumuş ve hayli beğenmiştir. fakat aynı şeyi maalesef bu eser için söyleyemeyeceğim. öncelikle eserdeki eski kelimeler bana göre okuma keyfini çok fazla
“Beni de beraberinde alamaz mısın, ben de çok üşüyorum, ben de ateşe yaklaşmak istiyorum.”
“İnsan ateşten bazen kolunu bacağını, bazen de canını yakar Peyami…”
“Bunu ben zaten biliyorum İhsan.”
Şimdi bu kitaba söyleyecek çok şeyim var ama aslında hiçbir şey yok...
Öncelikle bu kitap benim okuduğum ilk türk klasiğiydi ve ben türk klasiklerini okumaktan çok korkardım (çok saçma ama olsun) ateşten gömleği okuduktan sonra daha da bir tırstım. Kitabı 20 günde anca bitirebildim çünkü yazım dili benim için yani türk klasiklerine başlayan biri için ağırdı diye düşünmekteyim. Aslında türk klasiğine bu kitapla başlamak çok saçma çünkü halide edibin yazım dilinin bir ağırlığı var ve çoğu kişi bunu bilir. Ben bunu bilmeme rağmen edebiyat hocamın önerisi üzerine okudum bu kitabı. Aslında ben klasik okumayı seven birisiyimdir yanlış anlaşılmasın. Ama çalıkuşu gibi bir kitapla başlamak yerine ateşten gömlek ile olaya dalmak hiç hoş olmadı.
Hikayenin kurgusunu çok beğendim, kurtuluş savaşı dönemi hakkında yazılmış önemli ve çok başarılı bir eser. Ancak tekrar söylüyorum yazım dili benim için çok ağırdı.
Bu kitabı benim için bir cümleyle özetlersem kesinlikle şu olurdu:
" Doğru kitap, yanlış zaman."