bu gece dağ başları kadar yalnızım. Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından,
dudaklarımda eski bir mektep türküsü
karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim,
gözlerim, gözlerini arıyor durmadan;
nerdesin?
-Atilla İlhan
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
“Shakespeare’nin Bir Ağustos Gecesi Kabusu…” adlı bir şiirden:
“şimdi sensiz bir sessizlikte bir o org bir de bu morg
üsküdar’a gider iken özlem ölür satırlarda
görüyor musun şu balıkçıl sandallarda
bir tanıdık yüz taşımakta artık
yazı yaşatan satranç tahtaları”
Atilla İlhan
ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün
Atilla İlhan
‘’ Elde Var Hüzün’’, Elde Var Hüzün
Selamlar sevgili kitap severler.
Ben bir kitap okudum ki akıl almaz, ben bir kitap okudum ki yürek dayanmaz!
#zeynepkaçar #yalnız
Romanımız 2022 Atilla İlhan roman ödülünü almıştır. Bence çok haketmiş.
Feray lisede kız rock grubunun solistiyken, hayallerinde müzikten başka hiç bir şey yokken, daha sahnede ilk şarkısını tamamlayamadan hastanelik
Ben seni bir okyanusun derinliğinde buldum da sevdim
Parlak bir inciydin benim için
Paha biçilmez bir inci
Ben seni soğuk ve yağmurlu bir günde
Seni düşünürken gülüşündeki sıcaklığın içime dolup ta
Beni sardığı bir anda sevdim
Seni sadece selvi boyun, siyah saçların ya da kara gözlerin
Güzel bir yüzün var diye değil
Fikirlerinle, konuşmandaki güzelliğin ve benim o kor halde yanan yüreğimle sevdim
Ben seni derinden ve hissederek sevdim